*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Son İletiler

Sayfa: 1 ... 5 6 [7] 8 9 10
61
Engelli Haberleri / Giresun Kent Konseyi Engelli ve Gençlik Meclisleri Oluştu
« Son İleti Gönderen: kayseriengelliler Ağustos 19, 2024, 05:15:17 ÖÖ »
Giresun Kent Konseyi Engelli ve Gençlik Meclisleri Oluştu



Giresun Kent Konseyi “Engelli Meclisi” ve “Gençlik Meclisi” ilk toplantılarını gerçekleştirdi.

Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri’nden Nihat Yayla Engelli Meclisi Koordinatörü ve Batuhan Eriş Gençlik Meclisi Koordinatörü olarak Kent Konseyi Başkanı Dr. İsmail Cem Feridunoğlu eşliğinde ilk toplantılarını düzenlediler.

Kent Konseyinden yapılan açıklama da; “Meclis üyelerinin kendilerini tanıtmalarıyla başlayan toplantılar, önümüzdeki süreçte yapılacak etkinlikler hakkında fikir alışverişleriyle devam ederken, yakın dönemde hayata geçirilecek projelerin planlanmasıyla sona erdi.” denildi.

Kaynak: yesilgiresun.com.tr


Dr. İsmail Cem Feridunoğlu Engelli Meclisi Giresun Kent Konseyi kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
62
Engelli Haberleri / Musiki Benim Nefes Alma Sebebim
« Son İleti Gönderen: kayseriengelliler Ağustos 19, 2024, 05:13:53 ÖÖ »
Musiki Benim Nefes Alma Sebebim



Antalya’da serebral palsi (beyin felci) nedeniyle yeti kaybı olan birey Mustafa Mehmet Yılmaz (22), tekerlekli sandalyesinde sağ elini yüzde 60, sol elini yüzde 20 civarında kullanarak kanun çalıyor. Akademik kariyer yapıp, Osmanlı musikisini öğrencilere öğretmeyi hedefleyen Yılmaz, “Musiki, benim nefes alış sebebim gibi. Musiki olmasa yaşam enerjim gitmiş olabilirdi” dedi.

Antalya’da yaşayan Yılmaz ailesinin 4 çocuğundan Mustafa Mehmet Yılmaz’a, doğuştan serebral palsi teşhisi koyuldu. Çift yumurta ikiziyle 6 aylıkken prematüre dünyaya gelen Yılmaz, hastalığı nedeniyle tekerlekli sandalyeyle hayatını sürdürmeye başladı. Mustafa Mehmet Yılmaz’ın hayatı, müzik ile değişti. Müziğe yeteneğini keşfeden Mustafa Mehmet Yılmaz, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Güzel Sanatlar Lisesi’nden başarıyla mezun oldu. Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü son sınıf öğrencisi olan Yılmaz, Osmanlı musikisi ve makamları üzerine akademik kariyer yapıp, öğrencilerine müzik sevgisini aşılamak istiyor.

‘Musiki ile uğraşmayı seviyorum’

Mustafa Mehmet Yılmaz, “20 Eylül 2002’de İstanbul’da doğdum. 3-4 yaşlarında ailemle birlikte Antalya’da yaşamaya başladık. Erken doğuma bağlı olarak serebral palsi hastasıyım. 6 aylıkken ikizimle doğdum. Yürüme engelim var, sağ elimi yüzde 60, sol elimi yüzde 20 civarında kullanabiliyorum. Musiki ile uğraşmayı seviyorum. Okumayı seviyorum. Osmanlı musiki tarihi üzerine ve makamlar üzerine çalışmalar yapmayı seviyorum. Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü’nde okuyorum. Bu sene son sınıftayım, inşallah seneye mezun olacağım. Kanun çalmaya gayret ediyorum. Müzikle ilgili akademik çalışmalar yapıyorum. Musiki tarihi üzerine çalışmalarımı sürdürüyorum. Musiki, benim bir anlamda nefes alış sebebim. Musiki olmasa yaşam enerjim gitmiş olabilirdi” dedi. Günlük hayatta özel bireylerin yaşadığı sıkıntıları anlatan Yılmaz, “Her yere giriş- çıkış benim için mümkün olmayabiliyor. Sokaktayken her yol, benim için uygun olmayabiliyor. Yetkililerden engelli bireylerin daha rahat bir yaşam sürebilmesi için ellerinden geleni yapmalarını talep ediyorum. Mekanlara daha rahat giriş-çıkış yapılması için rampalar yapılabilir. Yolları daha uygun hale getirebilirler” diye konuştu.

‘Mutlaka uğraştıkları bir alan olsun’

Kendisi gibi özel bireylere tavsiyelerde bulunan Mustafa Mehmet Yılmaz, “Mutlaka uğraştıkları bir alan olsun. Bu, sanat veya spor olabilir. Edebiyat olabilir. Bu hiçbir şekilde engel değildir” dedi. Hedeflerini, hayallerini anlatan Yılmaz, “Osmanlı musikisiyle ilgili akademik kariyer yapmak istiyorum. Daha çok musiki tarihi ve makamlar üzerine yoğunlaşıp, bu konuda uzman olmak istiyorum. Bu konuya ilgi duyanlara Osmanlı musikisini tanıtmak ve bu musikinin inceliklerini öğretmek istiyorum” diye konuştu.

Kaynak: DHA


Antalya Mustafa Mehmet Yılmaz Serabral Palsi kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
63
Engelli Haberleri / Kayıp Engelli Genç Ankara’da Bulundu
« Son İleti Gönderen: kayseriengelliler Ağustos 19, 2024, 05:04:44 ÖÖ »
Kayıp Engelli Genç Ankara’da Bulundu



Aile, otogardan biletsiz şekilde bindiği otobüsle İstanbul’a gittiği öğrenilen Baydar’ın hayatından endişe ediyor.

İzmit’te ikamet eden Ramazan Baydar, dün sabah saatlerinde evden çıkarak taksiye bindi. Baydar’ın, otogardan biletsiz şekilde bindiği otobüsle İstanbul’a gittiği belirlendi. Ramazan Baydar’dan dünden bu yana haber alamayan ailesi ise hayatından endişe ederek, durumu polise bildirdi. Bir vatandaşın tesadüfen çektiği görüntülerde Ramazan Baydar’ın otobüste olduğu görülüyor. Polis ve ailesi her yerde Ramazan Baydar’ı arıyor.

“Firma, kardeşimi İstanbul’da indirdiklerini söylemiş”

Kardeşinin zihinsel engelli olduğunu söyleyen Umut Durmuş Baydar, “Dün saat 11.30 sıralarında evden çıkarak taksi ile İzmit Otogarı’na gitmiş. Daha sonra otobüslere binmeye çalışmış ve indirilmiş. Bir firmanın aktarmalı seferine binip biletsiz şekilde otobüsle İstanbul’a gitmiş. İstanbul’da indiği söyleniyor. Kardeşimi İstanbul’da bulan kişilerin bize haber vermesini rica ediyorum. Polisler firmayı arayıp kardeşim hakkında bilgi aldılar. Firma, kardeşimi İstanbul’da indirdiklerini söylemiş” dedi.

“Bu sefer gitti ve bir daha eve gelmedi”

Umut Durmuş Baydar, Ramazan Baydar’ın daha önce de birkaç kez evden habersiz şekilde çıktığını söyleyerek, “Daha önce de sıkılınca, sinirlenince evden kaçıyordu ama 15-20 dakika en fazla bir saat içinde bulunuyordu. Tanıdık akrabaların evine veya dükkana gidiyordu. Bu sefer gitti ve bir daha eve gelmedi. Bunun üzerine polise kayıp başvurusu yaptık. Kardeşimi görenlerin polise ihbar etmesini istiyorum” ifadelerini kullandı.

31 Temmuz Çarşamba günü Ankara’da bulunan Ramazan Baydar’ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilerek yüreklere su serpildi.

Kaynak: İHA


Ankara İstanbul İzmit Kayıp Engelli Ramazan Baydar kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
64
Engelli Haberleri / Yaşlı Ve Engellilerin Renkli Spor Etkinlikleri
« Son İleti Gönderen: kayseriengelliler Ağustos 13, 2024, 04:01:07 ÖÖ »
Yaşlı Ve Engellilerin Renkli Spor Etkinlikleri



İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü tarafından Aziziye Gençlik Merkezi’nde yaşlı ve engelli bireyler için düzenlenen spor etkinlikleri devam ediyor.

Erzurum’da yaşlı ve engelli bireyler için spor etkinlikleri tüm hızıyla devam ediyor. İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü ile Güzide Yaşlı ve Engelli Bakım Merkezi iş birliğinde gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında yaşlı ve engelli bireylerin fiziksel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlanıyor.

Keyifli anların yaşandığı etkinliklerde yaşlı ve engelli bireyler hem fiziksel, hem de zihinsel aktiviteler ile unutulmaz anlar yaşıyor.  Aynı zamanda bu tür sosyal aktiviteler sayesinde bireylerin toplumla daha güçlü bağ kurmaları amaçlanıyor. Eğitmen ve hocalar eşliğinde yapılan eğlenceli oyunlar ve sosyal aktivitelerle, bireylerin sosyal etkileşimleri destekleniyor.

Kaynak: gazetepusula.net


Aziziye Gençlik Merkezi Erzurum İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
65
Engelli Haberleri / Engelli Öğrenciler SAÜ’de Buluştu
« Son İleti Gönderen: kayseriengelliler Ağustos 13, 2024, 03:54:32 ÖÖ »
Engelli Öğrenciler SAÜ’de Buluştu



Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi bünyesinde yürütülen yaz öğretimi kapsamında ders alan engelli öğrenciler için Hukuk Fakültesi ve Engelsiz Yaşam ve Destek Koordinatörlüğü iş birliği ile tanışma ve oryantasyon buluşması gerçekleştirildi.

Farklı üniversitelerden yaz öğretimi için gelen engelli öğrenciler, Sakarya Üniversitesi akademisyenleri ve birbirleri ile tanışma fırsatı buldukları organizasyonda, gelecek hedefleri hakkında konuşma fırsatı buldu.

Talepler hızlı karşılanıyor

Sakarya Üniversitesinin, taleplerine hızlı bir şekilde cevap verdiğini, akademik ve idari personelle sağlıklı bir iletişim kurduklarını belirten öğrenciler, Hukuk Fakültesindeki işleyişten ve Engelsiz Yaşam ve Destek Koordinatörlüğünün erişilebilirlik çalışmalarından duydukları memnuniyeti dile getirdiler.

Amaç eşit hizmet sağlamak

Öğrencilerin memnuniyetinin ve yaşam kalitelerinin artması için kurulan Engelsiz Yaşam ve Destek Koordinatörlüğünden yapılan açıklamada, öğrencilerden alınan geri bildirimler konusunda oldukça hassas davrandıkları, özel gereksinimli öğrencilerin karşılaştıkları dezavantajları ortadan kaldırmak, üniversitede akademik, sosyal ve kültürel ortamlara eşit fırsatlarla katılımlarını sağlamak üzere çalışıldığı belirtildi.

Bu kapsamda koordinatörlüğün temel amacının; özel gereksinimli öğrencilerin fırsat eşitliği temelinde eğitimlerini sürdürmelerine destek olmak, Sakarya Üniversitesi bünyesindeki tüm yapı ve hizmetlerin erişilebilirliğini sağlamak ve özel gereksinimli bireylerin karşılaştığı sorunların çözümüne yönelik yeni proje ve programlar geliştirmek olduğu vurgulandı.

Farklı üniversitelerden gelen öğrencilerin katıldığı buluşmada Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şafak Narbay, Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Harun Yılmaz, Engelsiz Yaşam ve Destek Koordinatörü Doç. Dr. Cihan Selek Öz, Koordinatör Yardımcısı ve aynı zamanda Hukuk Fakültesi Birim Engelsiz Yaşam Temsilcisi olan Arş. Gör. Huzeyfe Aydın da yer aldı.

Kaynak: sozsakarya.com


Engelsiz Yaşam ve Destek Koordinatörlüğü Hukuk Fakültesi Sakarya Üniversitesi kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
66
Engelli Haberleri / THY’nin Kararı Tartışma Yarattı: “Ciddi Bir Ayrımcılık”
« Son İleti Gönderen: kayseriengelliler Ağustos 13, 2024, 03:39:33 ÖÖ »
THY’nin Kararı Tartışma Yarattı: “Ciddi Bir Ayrımcılık”



Türk Hava Yolları’nın yayımlamış olduğu çizelge sebebiyle otizmli aileler ve Otizm Konfederasyonu, havayolu şirketinin otizmli bireyleri toplumdan dışladığını belirtti. Konuya ilişkin açıklama yapan Konfederasyon, ”Otizmli bireyler ve aileleri için ciddi bir ayrımcılık teşkil etmektedir.” dedi.

Türk Hava Yolları’nın (THY) aldığı karara göre otizmli bireylere yönelik, ”Uçak ile seyahatinde sakınca yoktur ve refakatçi ile seyahat edebilir” ibaresinin yer aldığı, doktor raporu ile uçuşa kabul edileceklerine dair bir çizelge yayınladı. Diğer engel gruplarının da olduğu çizelgede otizmlilere yönelik doktor raporu zorunluluğu dikkat çekerken zihinsel engelliler de dahil olmak üzere diğer gruplara rapor zorunluluğu olmadığı görüldü.

Sosyal medyada isyan edildi

Sosyal medyada rapor uygulaması ile ilgili vatandaşların şikayetleri dikkat çekerken Otizm Konfederasyonu konu ile ilgili açıklamasında raporun ‘Kabul edilemez’ olduğunu söyledi. Açıklamada ayrıca otizmin hastalık değil bir nöroçeşitlilik olduğu ifade edildi.

Öte yandan açıklamada THY’nin, ”Engelli veya hasta yolcularımızın, rahat ve endişesiz koşullarda seyahat etmesini önemsiyoruz” ifadelerine atıfta bulunularak kurumun kendi sözleriyle çeliştiği kaydedildi.

Otizm Dernekleri Federasyonu (ODFED) Başkan Yardımcısı ve Otizm Konfederasyonu Delegesi Tolga Gökçe, yaşananlara dair Odatv’ye konuştu. Gökçe, söz konusu kararın ne zaman alındığının bilinmediğini ifade etti. Otizmli çocuğu olan bir aileden uçuşa binmek üzereyken havaalanında bulunan banko görevlisi tarafından rapor istenmesi üzerine uygulamadan haberdar olduklarını söyleyen Gökçe, aileden rapor için ise 2 bin 600 TL istendiğini aktardı. Gökçe ayrıca, Konfederasyonun olaya müdahil olmasıyla THY’nin üst düzey yöneticilerinin aileden özür dileyerek parasını geri iade ettiğini söyledi.

‘Diğer havayolu şirketlerinde örneği yok’

Durumun hiçbir gelişmiş ülke uygulamasına benzemediğini ve diğer havayolu şirketlerinde örneğinin olmadığını söyleyen Gökçe, sivil toplum kuruluşlarının ise 2 bin 600 TL karşılığı istenen raporun hakkında zaten topluma katılmaya çalışılan otizmli bireyler için son derece ayrımcı bir uygulama olduğunu düşündüklerinin altını çizdi. Aynı zamanda Otizm Konfederasyonu’nun paylaşım yapmadan önce Ulaştırma Bakanlığı’na ve gerekli diğer mercilere ulaştığını, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na da ulaşacaklarını söyledi.

Gökçe, otizmli bireyler için zaten refakatçi ile uçuş yaptıkları için böyle bir uygulamanın saçma olduğunu vurguladı. Olası bir rötar ya da türbülans durumunda yaşanabilecek ataklar için ise, ”Bu herkese olabilir, geçtiğimiz günlerde annesinin cenazesine yetişmeye çalışan bir kişi rötar sonucu isyan etmişti” açıklamasında bulundu.

Nöroçeşitliliğe sahip bireyler

Federasyon delegesi sözlerine daha önce nörolojik çeşitliliğe sahip bireylere yönelik THY’nin uçuş personellerine, Konfederasyon’un gönüllü olarak eğitim vermek istediğini fakat şirketin bunu reddettiğini ekledi.

Tolga Gökçe, bu sabah Türk Hava Yolları Yolcu Deneyimi Müdür Yardımcısının, Konfederasyona mail göndererek konu ile ilgili olarak kendilerine dönüş yapılacağını ilettiğini ve beklediklerini söyledi.

Konu ile ilgili Odatv olarak Türk Hava Yolları (THY) Basın Müşaviri Yahya Üstün’e ulaştık. Ancak kendisi meşgul olduğunu iletti.

Kaynak: Odatv.com


Otizm Konfederasyonu Otizmli Türk Hava Yolları Zihinsel Engelliler kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
67
Engelli Haberleri / Otizmli Bireylerin Aileleri Tepkili: Tükendik, Duyun
« Son İleti Gönderen: kayseriengelliler Ağustos 09, 2024, 03:38:26 ÖÖ »
Otizmli Bireylerin Aileleri Tepkili: Tükendik, Duyun



Otizmli bireyler temel haklarına erişimde sorunlarla karşı karşıya. Eğitimin yetersizliği, özel merkezlerin cep yakan ücretleri sorunlardan yalnızca birkaçı. Aileler maddi zorluklar da yaşıyor. Çocuğunun tedavi ve eğitim gibi giderleri için kredi çeken, haciz ile karşı karşı karşıya kalan aileler bile var.

Türkiye’de 1,5 milyona yakın otizmli birey olduğu tahmin ediliyor. Eğitim, sağlık, sosyal gibi çok sayıda haktan yararlanırken engellerle karşı karşıya kalan otizmli bireylerin aileleri, devlet desteğinin yetersizliği nedeniyle hem maddi hem manevi olarak yıpranıyor. Çocuklarının eğitim, sağlık gibi giderleri nedeniyle çektikleri krediler yüzünden hacizle karşı karşıya kalan aileler bile var. ‘‘Artık tükendik, sesimizi duyun’’ diyen aileler ‘‘Toplumun otizm konusundakı bilgisizliği, ortamlarda yaşamış olduğumuz olumsuzluklara vermiş oldukları tepkiler bizleri sosyal alanlardan uzaklaştırıyor. En çıkmaza girdiğimiz konu eğitim. Maalesef otizmli çocuklar kaliteli bir eğitime ulaşamıyor’’ diyerek yaşadıklarını özetliyor.

Eve haciz geldi

Doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında iletişim sorunları ile baş gösteren, gelişimsel bir farklılık olan otizm 1985 yılında her 2 bin 500 çocuktan 1’inde görülürken son yıllarda görünme sıklığı giderek artıyor. Son araştırmalara göre, günümüzde doğan her 36 çocuktan 1’i otizm riski ile dünyaya geliyor. Türkiye’de ise 1,4 milyon otizmli birey ve bu sorundan etkilenen 5,5 milyon aile ferdi bulunduğu tahmin ediliyor. Otizmli çocukları olan aileler yaşadıkları sorunların her geçen gün arttığını söylüyor.

Manisa’da yaşayan Naciye İleri, otizm ve ağır zihinsel engeli bulunan 16 yaşındaki oğlunun eğitim masraflarını karşılayabilmek için yıllardır kredi çeken ve evine haciz gelen aile fertlerinden biri. İleri, şunları anlatıyor: “Oğlumu kimseye muhtaç olmayan bir birey olarak yetiştirmek için yıllardır mücadele ediyoruz. Devlet okullarından bugüne kadar hiçbir ilerleme elde edemedik. Çocuğumun altı bezleniyor. Devlet okuluna gidebilmesi için benim götürüp orada beklemem gerekiyor. Ancak çalışmak zorunda olduğum için bu mümkün değil. Belli bir süreye kadar annem, oğlumu okula götürüp getirdi. Onun da sağlık sorunu çıkınca devlet okuluna gönderemez hale geldik. Bir süredir her gün Manisa Turgutlu’dan İzmir Bornova’daki özel bir spor okuluna götürüyorduk. Aylık 20 bin TL veriyorduk. Ocak ayında zam geldi ve 30 bin oldu, artık gönderemiyoruz. Aslında bu spor okulunda çok yol kattetmiştik. Ancak maddi olarak artık yetemediğimiz için okuldan almak zorunda kaldık. Oğlumun eğitim masrafları için kredi çeke çeke sonunda boğulmuş vaziyetteyiz. Kredi için yapılandırma istedik olmadı. Şu an 450 bin ana para ve faiz ile birlikte bir borcumuz var. Aldığımız maaş elimize gelmeden eriyor. Eşim daha iyi geliri olsun diye yurtdışına çalışmaya gitti. Ben eczanede çalışıyorum, iş sonrası ek iş olsun diye bal satıyorum. Ancak artık gelinen noktada masraflara yetemiyoruz. Bezi, doktoru, okulu, yol parası derken artık yetişemez haldeyiz. Devletin bize tek desteği ÖTV indirimi ile araç alımı oldu, onun dışında hiçbir desteği yok. Çocuklarımız için eğitim alanı yok.’’

Sıra bekleme eziyeti

8 yaşında otizmli oğlu bulunan Canan Ebrahimi ise kendilerini en çok zorlayan yerlerden birinin hastane koridorları olduğunu anlatıyor. Ebahimi ‘‘Oğlum birçok ortamda çabuk bunalan bir çocuk. Bizi en zorlayan, hastane koridorlarında sıra beklemek. Zaten hastayken bir de onca insanın içinde ona beklemeyi anlatabilmek sancılı bir süreç’’ diyor. Ebrahimi, hastanede yaşadığı son olayı şöyle özetliyor: ‘‘Son acil deneyimimiz, önümüzde yaklaşık 20 kişinin ayakta sıra olup bekleyebildiği bir kuyruk serüvenine katılmayla bitti. Sadece kayıt kuyruğuydu bu. Sonrasında bekleyeceğimiz doktor, tahlil, tekrar muayene kuyruğu bile değildi. Güvenliğe otizm olduğunu söylememize rağmen ‘Kuyruğa gireceksin’ dedi. En yakın çözüm 40 kilometre uzaklıktaki başka hastaneye gitmek oldu. Otizmli oğlum ile gece yarısı ateşler içinde yola çıktık. Hastanelerde sistem kurulsa bile bu sistemi işletecek kişilerin eğitimdeki eksiklikleri, bizler için çileyi büyütüyor. Doğru sistem onu işletebilecek herkesin bilgi ve tecrübesi ile büyür. Engelli yaşamın kolaylaştırılması ise doğru sistemin herkes tarafından kabulü ve o eğitime dahili ile mümkün olur.’’

Paran kadar eğitim

Çocuğuna 2,5 yaşında otizm tanısı konulduğunu söyleyen Esra Oktuğ Oklu ise şunları söylüyor: “Oğlum şu an 11 yaşında. Otizm tanısı 2.5 yaşında konuldu. Otizmle yaşamak zor, insanlarımızın otizm konusundaki bilgisizliği, ortamlarda yaşamış olduğumuz olumsuzluklara vermiş oldukları tepkiler bizleri sosyal alanlardan uzaklaştırıyor. Ama en çıkmaza girdiğimiz konu eğitim. Maalesef otizmli çocuklar kaliteli bir eğitime ulaşamıyor. Devletin vermiş olduğu eğitim devede kulak kalıyor. Üstünü aileler tamamlamamak istese de bu ciddi maliyet demek. Otizmli çocukların donanımlı, kesintisiz ve tam teşekküllü eğitim alması gerekiyor. Devlet bunu ailelerin ekonomik kapasitesine bırakmış durumda. ‘Paran varsa çocuk eğitim alır yoksa Allah yardımcın olsun’ durumunda. Her okulda özel eğitim sınıfı yok, aileler açtırmak için çabalıyor, açılsa da ne donanım var, ne sınıflarda öğretmen var ne de materyel. Otizm konusunda donanımlı okullar açılmalı, bu çocuklar zamanla yarışıyor.’’

Mezuniyet yapılmadı

Şenay Çalışgan ise şunları söylüyor: ‘‘İkiz çocuklarım var. Oğlum Hüseyin Barış’la otizmle 2,5 yaşından bu yana mücadele ediyoruz. Oğlum 17 yaşında lisenin alt sınıfından mezun olduk. Diğer oğlumun mezuniyetine katıldık fakat Barış’a (diğer engelli özel çocukların) mezuniyeti yapılmadı. Ve yüreğim yarım kaldı, yarı sevinç yarı üzüntü yaşadım. Sosyal devlet nerede diye haykırdım. Yeter bu çocuklarımızı silikleştirdiğiniz. Yorulduk, hastane, okul derken. Spor yaptıracak yer yok. Biz her gün spor için Manisa Turgutlu’dan İzmir Buca’ya gidiyoruz. Hastanelerde de çok sıkıtı çekiyoruz, İçeri girip durumumuzu anlatıyoruz, izin verilirse sıra beklemeden giriyoruz, izin verilmezse krize girene kadar beklemek zorunda kalıyoruz. Sonrasında yatıştırma yine aileye düşüyor.’’

Kaynak: BirGün


Engelli Aileleri Otizm Özel Eğitim kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
68
Engelli Haberleri / Astım Hastaları İçin “Eyyam-I Bahur” Uyarısı
« Son İleti Gönderen: kayseriengelliler Ağustos 09, 2024, 03:30:44 ÖÖ »
Astım Hastaları İçin “Eyyam-I Bahur” Uyarısı



Sıcak havanın etkisiyle artan ozon gazının öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi şikayetleri tetikleyebileceğinden astım hastalarında atak gelişimini artırabileceği, aşırı sıcakların akciğerlerin derinliklerine nüfuz edebilen ve solunum şikayetlerini şiddetlendirebilen küçük parçacıkları yoğunlaştırabileceğinden tedbirli olunması gerektiği belirtildi.

Türk Toraks Derneği (TTD) Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nurdan Köktürk, bu hafta etkisini gösterecek “eyyam-ı bahur” olarak da adlandırılan aşırı sıcak havanın, akciğer sağlığı üzerine olumsuz etkilerine ilişkin AA muhabirine açıklamada bulundu.

Küresel ısınmanın da etkisiyle dünya genelinde hava sıcaklıklarının arttığını anımsatan Köktürk, Türkiye’nin birçok bölgesinin rekor kıran sıcaklıklarla karşı karşıya kaldığını söyledi.

Köktürk, mevsim normallerinin üzerinde seyreden aşırı sıcak havanın milyonlarca kişinin sağlığını riske attığını vurgulayarak, “Sıcak havaların astım gibi uzun süreli (kronik) bir akciğer rahatsızlığı olanları etkileme riski daha yüksek. Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin yaptığı açıklamaya göre, Mayıs 2024 küresel olarak kaydedilen en sıcak mayıs ayı olmuştur ve sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam etmesi beklenmektedir.” dedi.

Sıcak havanın genellikle ozon oluşumu ve artan partikül madde nedeniyle hava kalitesinin düşmesine neden olduğunu aktaran Köktürk, arabalardan, fabrikalardan ve diğer kaynaklardan gelen kirleticilerin güneş ışığıyla reaksiyona girdiğinde ozon gazını oluşturduğunu ifade etti. Köktürk, “Sıcak havanın etkisiyle artan ozon gazı, öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi şikayetleri tetikleyebileceği için astım hastaları için özellikle zararlıdır. Ek olarak aşırı sıcak, akciğerlerin derinliklerine nüfuz edebilen ve solunum şikayetlerini şiddetlendirebilen küçük parçacıkları yoğunlaştırabilir.” uyarısında bulundu.

Sıcak havayla polen ve alerjenlerin de artış gösterdiğine işaret eden Köktürk, “Daha yüksek sıcaklıklar polen mevsiminin uzamasına sebep olabilir ve havadaki alerjenlerin miktarını artırabilir. Polen alerjisi olan astım hastaları için yüksek düzeyde polene maruz kalmak astım ataklarını tetikleyebilir. Ayrıca sıcak ve nemli ortamlarda, havadaki küf yoğunluğu artacağı için küf alerjisi olan astım hastalarının şikayetleri artabilir.” bilgisini verdi.

“Daha fazla zorlayabilir”

Prof. Dr. Köktürk, aşırı sıcaklığın, solunum sistemine etkilerinin yanı sıra stres kaynağı da olabildiğine dikkati çekerek, “Astım hastaları, vücutları soğumak için daha fazla çalıştığından ve bu durum oksijen ihtiyacının artmasına neden olabileceğinden nefes almakta daha fazla zorluk yaşayabilirler. Sıcak havalarda yaygın bir sorun olan susuz kalma, solunum yollarındaki balgamı da yoğunlaştırarak nefes almayı zorlaştırabilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.” diye konuştu.

Aşırı sıcaklığın neden olduğu rahatsızlık ve stresin, astımı da dolaylı olarak etkileyebildiğine vurgu yapan Köktürk, şunları kaydetti:

“Yüksek sıcaklıklar açık hava aktivitelerini sınırlandırabilir, egzersiz kapasitesini azaltabilir ve sosyal izolasyona yol açabilir. Bunların tümü genel sağlığı ve refahı etkileyebilir. Aşırı sıcakla baş etmenin getirdiği zihinsel stres ve etkileri, kronik solunum yolu hastalığı olanları biraz daha fazla zorlayabilir.”

“Astım ilacını yanınızdan ayırmayın”

TTD Astım ve Allerji Çalışma Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Uzman Dr. Özge Öztürk Aktaş da sağlığın korunması için sıcak havalarda yapılması gerekenlere ilişkin bilgi verdi.

Sıcak hava dalgasının ne zaman beklendiğinin ve ne kadar süreceğini bilmenin tedbirli olmak açısından önem taşıdığını dile getiren Aktaş, “Yüksek polen ve kirlilik seviyelerinin sıcaklıkla birleşerek şikayetlerinizin alevlenme olasılığını artırabileceği unutulmamalı, bu durumda ne yapılacağına dair plan hazırlanmalı.” ifadelerini kullandı.

Aktaş, sıcak hava dalgası bekleniyorsa, günün en sıcak saatlerinde, normalde saat 11.00-15.00 arasında dışarı çıkılmamaya özen gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Dışarı çıkılması gerekiyorsa sabah erken saatlerde veya havanın daha serin ve hava kalitesinin daha iyi olduğu akşam saatlerinde planlanmasının önerildiğini aktaran Aktaş, sözlerine şöyle devam etti:

“Dışarıdayken gölgede yürünmeli ve mümkünse ana yollardan ve kalabalık caddelerden kaçınılmalı. Gün içinde dışarı çıkılması gerektiğinde uzun süre güneşte kalmaktan kaçınılmalı. Bol, serin tutacak giysiler ve şapka giyilmeli. Temel ihtiyaçlar için dışarı çıkarken bir çanta hazırlanmalı. Çantaya, ihtiyaç olabilecek ilaçlar, bol su ve el vantilatörü konulmalı.

Akciğer rahatsızlığı olanlar, sıcak bir ortamda spor yapmamalı. Serin, iyi havalandırılmış bir odada veya spor salonunda kapalı alanda egzersiz yapılmalı. Ev işi ve bahçe işleri gibi aktiviteler sabahın erken saatlerinde veya havanın serin olduğu akşam saatlerinde uygulanmalı. Çok sıcak bir dönemde, hava soğuyuncaya kadar yorucu aktiviteler azaltılmalı.

Susuz kalınmamalı. Çay, kahve veya kola gibi kafeinli içecekler ve şeker oranı yüksek içecekler aksine vücudun daha fazla susuz kalmasına neden olduğundan mutlaka su tüketilmeli. Perdeleri kapatmak evin serin kalmasına yardımcı olabilir. Evin içi dışarıya göre daha soğuksa, serin havanın içeride kalması için pencereler kapatılmalı. Dışarıdaki havanın daha serin olduğu gecelerde, eğer güvenliyse pencereler açılmalı. Vücut aşırı ısındığında serin bir duş alınmalı. Cilt, serin, ıslak bir bez, su spreyi kullanarak suyla soğutulmalı.”

Aktaş, sağlıklı beslenmenin de önemine değinerek, “Aç olunmasa dahi normal şekilde yemek yenilmeli. Terlemeyle kaybedilen tuzu geri alabilmek için normal beslenme düzenine uyulmalı. Salata ve meyve gibi soğuk yiyecekler bol miktarda su içerdiklerinden özellikle tüketilmeye çalışılmalı.” dedi.

Sıcak havanın astımı tetikleyebildiğinden mutlaka tedbirli olunması gerektiğinin altını çizen Aktaş, ilaçların saklama koşullarına da özen gösterilmesi gerektiğini söyledi.

Aktaş, “İIaçlar evde, 25 derecenin altında veya buzdolabında ambalajın üzerindeki saklama talimatlarına uygun şekilde saklanmalı. Gerektiğinde kurtarıcı olarak kullanılan astım ilacı her zaman kişinin yanında bulunmalı.” uyarısında bulundu.

Kaynak: AA


Astım Hastası Eyyam-I Bahur Prof. Dr. Nurdan Köktürk Türk Toraks kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
69
“Viral Hepatitler Her Yıl Dünyada 1,3 Milyon İnsanın Ölümüne Neden Oluyor”



Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği (TKAD) Başkanı Prof. Dr. Abdullah Zeki Karasu, Viral Hepatitlerle Mücadelede Farkındalık Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Karasu, viral hepatitler konusunda toplumsal farkındalık oluşturmayı, doğru bilgilendirme ile bu hastalıkların önlenmesi, erken tanı ve uygun tedavinin sağlanmasını amaçladıklarını belirtti. Karasu, “Viral hepatitler her yıl dünyada 1,3 milyon insanın ölümüne neden oluyor” dedi.

Türkiye’de karaciğer ve ilgili tüm konuların araştırılmasını teşvik etmek ve desteklemek amacıyla 1992 yılından bu yana faaliyet gösteren ve çatısı altında 1000’den fazla üyesi bulunan Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği (TKAD) 28 Temmuz ’Dünya Viral Hepatit Farkındalık Günü’ kapsamında bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Yurtiçinde ve yurtdışında bu alanda yetkili birçok kuruluş ile yapılan çalışmalar ile karaciğer ve karaciğer ile alakalı araştırmaların bulgularının tartışılması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi için çalışan dernek, her yıl olduğu gibi bu yıl da “viral hepatit” farkındalığını artırmak amacıyla açıklamalarda bulundu.

Dünya Viral Hepatit Farkındalık Günü kapsamında açıklamalarda bulunan TKAD Başkanı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıklar Anabilim Dalı Gastroenteroloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Abdullah Zeki Karasu, dikkat edilmesi gereken hususlara ve farkındalığın önemine dikkat çekti.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), 28 Temmuz’u Dünya Viral Hepatit Farkındalık Günü olarak ilan ettiğinin altını çizen Karasu, “Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği olarak, ülkemiz için önemli bir sağlık sorunu olan viral hepatitler konusunda toplumsal farkındalık oluşturmayı, doğru bilgilendirme ile viral hepatitlerin önlenmesi, erken tanı ve uygun tedavisinin sağlanmasını amaçlıyoruz” dedi.

“Viral hepatitler her yıl dünyada 1,3 milyon insanın ölümüne neden oluyor”

Prof. Dr. Karasu, viral hepatitlerin karaciğeri doğrudan etkileyen ve hasar oluşturan bir virüs olduğunun altını çizerek, “Hepatitlerin insanlara bulaşma yolu, birbirlerinden farklıdır. Bugüne kadar çok sayıda hepatit virüsü tanımlanmıştır. İnsanlarda akut karaciğer yetmezliği, kronik hepatit, siroz veya karaciğer kanserine neden olabilen hepatit virüsleri; Hepatit A, B, C, D ve E olarak adlandırılmaktadır. Viral hepatitler her yıl dünyada 1,3 milyon insanın ölümüne neden olmakta olup, bu sayı HIV/AIDS ve sıtmadan ölen insan sayısından daha fazladır. Karaciğer kanserine bağlı ölümlerin üçte ikisinde altta yatan karaciğer hastalığı, hepatit B veya C’dir” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Karasu, sözlerine şöyle devam etti: “Hepatit A ve E, genellikle kirli yiyecek veya sulardan bulaşırken, kişiden kişiye yayılım da söz konusudur. Hepatit B, C ve D virüsleri, enfekte kişinin kan ve vücut sıvıları ile temas sonucu bulaşmaktadır. Bu virüsler, hem anneden bebeğe (vertikal bulaş) hem de kişiden kişiye (horizontal bulaş) yayılmaktadır. Günümüzde Türkiye’de bu virüslerin bulaşmasında kontrolsüz cinsel ilişki, uyuşturucu kullanımı, steril olmayan şartlarda yapılan manikür/pedikür, diş çekimi, tatoo-piercing gibi işlemler önemli risk faktörleridir.”

Hepatit A, B ve D için en iyi korunma yönteminin aşı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karasu, “Hepatit C ve E için henüz aşı yoktur. Ancak hastalığa yakalandığınızda erken tanı ile tümü için tedavi edici ilaçlar mevcuttur ve tedavide kullanılan tüm ilaçlar devlet tarafından karşılanmaktadır” dedi.

Prof. Dr. Karasu, “Türkiye’de Hepatit B virüsüne (HBV) karşı yenidoğanların aşılaması 1998 yılında başlamıştır. Bu nedenle genç nüfusumuz önemli ölçüde hepatit B’den korunmuş olmakla birlikte, erişkin yaş grubunda HBV ile karşılaşmış olma oranı yüzde 30’dur. Hepatit B virüsü ile karşılaşan kişilerin bir kısmı bağışıklık kazanırken, bir kısmında kronik hastalık hali ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde 25 milyon kişi HBV ile karşılaşmış ve 3 milyon kişi HBV ile enfekte olmuştur” ifadelerini kullandı.

“Ülkemizdeki yeni doğan aşılama oranlarının yüzde 98’e ulaştığı göz önüne alındığında tablo sevindiricidir”

Dünya çapında yeni doğan bebeklerin sadece yüzde 43’ü hepatit B doğum dozu aşısını aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Karasu, “Ülkemizdeki yeni doğan aşılama oranlarının yüzde 98’e ulaştığı göz önüne alındığında tablo sevindiricidir. Ancak ülkemiz son yıllarda ağır bir göç yüküyle karşılaşmıştır. Göçmenlerin önemli bir kısmı ulusal viral hepatit tarama ve aşılama programlarının dışında kalmıştır. Bu durum, yakın gelecekte ülkemizde viral hepatit sıklığının artması ihtimalini gündeme getirmektedir. Bu nedenle göçmenleri de içerecek şekilde toplumun viral hepatitler için taranması, aşılarla aktif bağışıklık oranının artırılması ve enfekte kişilerin tedavi edilmesi ile pek çok insanımızın hastalanması önlenebilir ve hayatları kurtarılabilir” diye konuştu.

Etkili aşılar ve tedavi edici ilaçların var olması nedeniyle DSÖ, 2030 yılına kadar viral hepatitleri kontrol altına almayı ve nihayetinde ortadan kaldırmayı (eliminasyon) hedeflediğini belirten Prof. Dr. Karasu, Türkiye’nin, ’Ulusal Viral Hepatit Eliminasyon Programı’nı uygulamaya koyan öncü ülkelerden biri olduğunu kaydetti.

Prof. Dr. Karasu, sözlerini şöyle tamamladı: “Birçok hastasını viral hepatitten kaybeden hekimler olarak, Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği (TKAD) öncülüğünde, Sağlık Bakanlığımızın da desteği ile viral hepatit hastalarımızın hepsine ulaşıp tanı koyarak iyileştirmek ve yeni vakaları önlemek en büyük başarımız olacaktır. Karaciğer hastalığından veya karaciğer kanserinden daha fazla ölüm görmek istemiyoruz. Doğru tanı ve tedavi, hastalarımızın hayatlarını değiştiriyor, normal hayatlarına devam edebilmelerini sağlıyor ve hastalığı geride bırakmalarına yardımcı oluyor. Sirozu ve karaciğer kanserini yenmek istiyoruz.”

Kaynak: İHA


DSÖ Dünya Viral Hepatit Farkındalık Günü Prof. Dr. Abdullah Zeki Karasu TKAD Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
70
Engelli Haberleri / Haveti Down ayolu ŞirkSendromlu Yer Görevlisini İşe Aldı
« Son İleti Gönderen: kayseriengelliler Ağustos 09, 2024, 03:27:19 ÖÖ »
Haveti Down ayolu ŞirkSendromlu Yer Görevlisini İşe Aldı



Virgin Australia, Down sendromlu bir yer görevlisini işe alarak gerçek katılıma giden yolda öncülük ediyor.

Young Alle Sayers, geçen Mayıs ayından bu yana şirketin personelinin bir üyesi ve şu anda Melbourne hizmet ofisinde çalışıyor.

Young Alle Sayers, havayolundaki müşterilerine yardımcı oluyor.
Young Alle Sayers, havayolundaki müşterilerine yardımcı oluyor.
Başlangıçta deneme amaçlı çalışmaya başladı, ancak şirket temsilcilerine göre o kadar iyiydi ki kısa sürede işe alındı ​​ve artık kalıcı bir yarı zamanlı pozisyona sahip.

Young Alle Sayers, aldığı eğitimi başarıyla tamamlandığını gösteren bir belge elinde tutuyor.
Young Alle Sayers, aldığı eğitimi başarıyla tamamlandığını gösteren bir belge elinde tutuyor.
Alle, bir saha görevlisinin tüm görevlerini yerine getiriyor ve yakın zamanda Avustralya’nın Brisbane kentinde düzenlenen Down Sendromu Dünya Konferansı’na katıldı; burada şirketi temsil etti ve iş deneyimlerini paylaşarak her türden şirketi Virgin Australia ile bunu yapmaya teşvik etti. Onun kişisel örneği, iş başvurusunda bulunmaktan çekinen birçok Down sendromlu kişiyi kesinlikle etkileyecektir.

Young Alle Sayers, havayolundaki müşterilerine yardımcı oluyor.

Kaynak: Monomaxos.gr


Avustralya Down Sendromlu Virgin Australia Young Alle Sayers kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
Sayfa: 1 ... 5 6 [7] 8 9 10