Sayfa: 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 10
41
Arslanhan, Engelli Bireyleri Zora Sokacak Karardan Vazgeçilmeli

Türkiye Spastik Engelliler Federasyonu Başkanı ve Türkiye Sakatlar Konfederasyon Başkan Yardımcısı Murat Arslanhan, TBMM’de görüşülen Vergi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un engellilerin yaşamları için mağduriyetler doğurabileceğini söyledi.
Türkiye Spastik Engelliler Federasyonu Başkanı ve Türkiye Sakatlar Konfederasyon Başkan Yardımcısı Murat Arslanhan, engelli bireylerin hak mahrumiyetine neden olacak kanun değişikliğinden vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Arslanhan, “TBMM’de görüşülmekte olan Vergi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, engelli bireylerin hak mahrumiyetine neden olacak hükümler içermektedir. Bu maddenin yasalaşması halinde, engelliler için zorunlu ihtiyaç olan yardım araç-gereçler en az %20 oranında fiyat artışına uğrayacaktır. Bu durum, zaten çoğunluğu ekonomik sıkıntı içinde olan engellilerin bu ürünlere erişimini imkansız hale getirecek ve mağduriyetlerine sebep olacaktır. TBMM ve siyasi irade, engelli yaşamını kolaylaştıracak araç-gereçlerin temini için yükümlü kılan Engelli Haklar Sözleşmesi’nin ve sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirmelidir. Engelli insanımız ve onlara sağlanan kolaylıklar mali bir yük olarak görülmemeli; engelli insanımızın hayatlarını ve istihdamını kolaylaştıracak tedbirler alınmalı ve sosyal maliyet üretecek yanlış bir vergi düzenlemesi düşüncesinden vazgeçilmelidir” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: Yalovagazetesi.comMurat Arslanhan Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Türkiye Spastik Engelliler Federasyonu Vergi Kanunu kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
42
Serebral Palsili Çocuklara Özel Tekerlekli Sandalye Üretildi

2002 yılında Ankara’da kurulan Serebral Palsili Çocuklar Derneği, Serebral Palsili çocukların eğitim ve sağlık alanlarında sahip oldukları haklardan maksimum düzeyde faydalanmaları için çalışmalarına devam ediyor. Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Kırçuval, fiziksel engelli çocukların ihtiyaç duyduğu tekerlekli sandalyeden daha gelişmiş yeni bir cihazın Ar-Ge çalışmasının bittiğini duyurdu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Serebral Palsili çocuklar için milli teknoloji hamlesi kapsamında üretilen tekerlekli sandalyeyi kullanan Serebral Palsili çocuk ile aşağıdaki videoda yer alan görüntüleri sosyal medya hesabından paylaştı;
Kaynak: https://x.com/mfatihkacir/status/1819423001219100907
2017 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Kamu Yararına Dernek Statüsünü kazanan SERÇEV, Serebral Palsi konusunda küresel bir hareket inşa etmeyi hedefliyor. Dernek, Serebral Palsili çocukların yaşam kalitesini artırmak ve toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli projeler yürütüyor.
Yenilikçi bir cihazın tasarım aşaması tamamlandı
SERÇEV, fiziksel engelli çocukların ihtiyaç duyduğu tekerlekli sandalyeden daha gelişmiş ve birçok yeniliği bulunan bir cihaz üretmek için çalışmalarını sürdürüyor. SERÇEV yönetimi “Şu an projemizin Ar-Ge ve tasarım aşamasını tamamladık ve bu cihazları kullanıcılara hibe edeceğiz. Ancak bu proje resmi olarak tamamlandığında detaylı bilgileri paylaşacağız.” dedi. Bu yenilikçi cihaz, Serebral Palsili çocukların günlük yaşamlarını kolaylaştırmayı ve bağımsızlıklarını artırmayı amaçlıyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, tekerlekli sandalye üzerinde oturan serebral palsili çocuğun elinden tutuyor. Dernek daha fazla çocuğa ulaşmak için çalışmalarına devam ediyor
SERÇEV, Serebral Palsili çocukların ve ailelerinin yaşamlarını iyileştirmek için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Dernek, daha fazla çocuğa ulaşmak ve toplumsal farkındalığı artırmak için yeni projeler ve etkinlikler düzenlemeyi planlıyor.
Kaynak: Yaşadıkça.comHülya Kırçuval Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır SERÇEV Serebral Palsi Tekerlekli Sandalye kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
43
Çiçek, Engelli Rampaları İle Şoförleri Gündeme Getirdi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Zonguldak İl Yönetim Kurulu Üyesi fiziksel engelli Yasin Çiçek, Karadeniz Ereğli’de son günlerde gündemde olan ’65 yaş üstü ve engelli bireylerin özel halk otobüslerinden ücretsiz yararlanıp yararlanamayacağı’ konusunda açıklamada bulundu.
Açıklamasında, bir engelli ve bir siyasetçi olarak konuya dahil olmak yerine izlemeyi tercih ettiğini ifade eden Çiçek; bu konunun zaman zaman gündeme geldiğini ve bir şekilde çözüldüğünü ifade etti.
Sürekli halkın içinde olan biri olarak engellilerin sorun ve taleplerini dinlediğini belirten Çiçek; toplu taşımada engellilerin en büyük sorununun, halk otobüslerindeki engelli rampalarının bozuk ya da kullanılmaması nedeniyle otobüslere binememeleri olduğunu vurguladı.
MHP İl Yönetim Kurulu Üyesi Yasin Çiçek’in açıklaması şöyle:
“Son zamanlarda Ereğli’de halk otobüsleriyle ilgili bir tartışma var. Peki, nedir bu tartışma konusu? Engellilerin; halk otobüslerine ücretsiz binmesi devam edecek mi? Ben hem engelli olarak, hem İl yöneticisi siyasetçi olarak konuya dahil olmadım, izlemeyi tercih ettim. Konuyla ilgili yerel basınımız haberler yapıyor, çeşitli STK’larımız kamuoyu oluşturuyor. Bu çok güzel. Çünkü bu sayede konunun muhataplarından bilgilendirme açıklamaları geldi. Ben konuya farklı açıdan bakacağım. 01 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5378 sayılı Engelliler Kanunu kapsamında ‘Seyahat edilme’ maddesi bulunuyor. Erişilebilirlik gibi çeşitli şekillerde Yerel ve İdari Yönetimlerin muhakkak uygulaması gerekiyor. Uygulanıyor mu dersek? Açıkçası pek iç açıcı değiliz. Gelelim Ereğli’ye! İlçemizde halk otobüsleri özelleştirilmiş durumda. Biz her yıl ihale dönemi geldiğinde şu başlıklı haberleri okuyoruz: ’65 yaş üstü ve Engelli kartları iptal mi edecek?’ Belli bir süre gündemi meşgul ediyor. Kaymakamlık arabuluculuk yapıyor ve bir şekilde halloluyor. Yani ’65 yaş üstü ve Engelli’ kartları devam ediyor. Ben sık sık sahadayım. Engelli bireylerle sohbet eder; sıkıntılarını, sorunlarını dinlerim. Genel olarak sorunlar: Halk otobüslerin tekerlekli sandalye çıkış rampaların bozulduğunun, bu sebeple kimi zaman otobüslere binemediklerini ve şoförlerimizin biraz daha duyarlı (nezaketli) davranmalarını istiyorlar. Bu konuda Karadeniz Ereğli Belediyemizin ve Çilek Halk Otobüsleri Kooperatifi’nin denetimlerin arttırmalarını talep ediyoruz. Tabii ki bunu da ‘Elçiye zeval olmaz’ diyerek talep ediyoruz.”
Kaynak: Olay67.comKaradeniz Ereğli MHP Toplu Taşıma Yasin Çiçek Zonguldak kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
44
Engelli Araç Park Alanları Boyanıyor

Bozüyük’te engelli araç park alanlarını boyama çalışması gerçekleştiriliyor.
Bozüyük Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından İsmet İnönü Caddesi üzerindeki pek çok noktada bulunan engelli araç park alanı çizgilerini boyama çalışmaları devam ediyor.
Kaynak: Bilecikhaber.com.trBozüyük Belediyesi Engelli Bireyler Engelli Park Alanları kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
45
Engelli Park Alanları İşgal Ediliyor

Engelli park yerleri duyarsız sürücüler tarafından işgal ediliyor.
Batman’da engelli bireyler için ayrılan park yerleri, duyarsız vatandaşlar tarafından işgal ediliyor. Engelli bireyler duruma tepki gösteriyor. Turgut Özal Bulvarında park yerlerinin işgal edilmesine tepki gösteren engelli bireyler, “Engellilerin yaşamını zorlaştırmaya kimsenin hakkı yok. Zaten kullanabildiğimiz alanlar sınırlı. Park yerlerimiz de işgal ediliyor. Vatandaşı sağduyulu davranmaya davet ediyoruz” dedi.
Kaynak: Batmanmedya.comBatman Engelli Bireyler Engelli Park Alanları kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
46
Engelli Bireylerin Egzersiz Engellerini Aşmak İçin Çözümler Öneriyor!

Dünya genelinde yaklaşık %15’lik bir nüfus, günlük yaşamlarını etkileyen önemli bir engellilikle yaşıyor. Bu nüfusun sadece %40 kadarı aerobik aktivitelere katılıyor. Egzersiz eksikliği nedeniyle, engelli bireyler kalp hastalığı, inme, diyabet veya kanser gibi kronik rahatsızlıklara yakalanma ve depresyon ve anksiyete gibi ruhsal hastalıklar açısından daha yüksek risk altında. Texas Üniversitesi Arlington Araştırma Enstitüsü’nden (UTARI) araştırmacı Alexandra Jamieson şöyle diyor:
“Birçok engelli birey, özellikle spor salonları gibi halka açık yerlerde egzersiz yapmak konusunda düşük benlik saygısı ve olumsuz beden imajı gibi psikolojik sorunlarla boğuşuyor. Bu da özellikle spor salonları gibi halka açık yerlerde egzersiz faaliyetlerine katılma motivasyonlarını daha da azaltabilir.”
Çoğu ticari spor salonunda uygun ekipman ve eğitimli personel olmadığından egzersiz yapmak isteyen engelli bireyler bile zorluk yaşıyor. Jamieson, bazı kâr amacı gütmeyen kuruluşların çabalarına rağmen, engelli bireyleri egzersize teşvik etmek için geniş topluma ulaşan ticari girişimin çok az olduğunu belirtiyor. Jamieson, şöyle devam ediyor:
Fitness’ın önündeki en büyük engeller erişilebilirlik ve maliyet. Normal spor salonlarının engellilere uygun makineler bulundurması zorunlu değil. Ayrıca, bu tür makinelere olan talebi gösteren veriler de yetersiz, bu yüzden spor salonları yüksek maliyetlere katlanmak istemiyor.
Jamieson, engelli bireyler için spor salonuna ulaşımın da sorun olabildiğini belirtiyor. Araç paylaşımı ve engelli ulaşım seçenekleri var ama bunlar her zaman güvenilir değil ve çoğu engellilere uygun donanıma sahip değil.
Ev spor salonları engelli bireyler için iyi bir seçenek, ancak çoğu uyarlanabilir egzersiz ekipmanı küçük üreticiler tarafından üretiliyor ve maliyetleri yüksek olduğundan engelli bireyler için pahalıya geliyor. Jamieson, ev kullanımı için uyarlanabilir egzersiz makinelerinin alımı konusunda devlet yardım programlarının genişletilmesini öneriyor:
“Medicaid’in engelli bireylerin yardımcı teknoloji alması için programları var, ama bunlar pek bilinmiyor ve sadece doktorun tıbbi açıdan gerekli gördüğü egzersiz makinelerini kapsıyor.”
Doktorlar ve engelli bireyler arasında bu yardımlara nasıl başvurulacağı konusunda farkındalık yaratmak bir çözüm olabilir. Uyarlanabilir egzersiz seçeneklerini geliştirmek için Jamieson, UTARI ve üniversitenin diğer bölümlerinden meslektaşlarıyla birlikte “kullanıcıları eğlendirirken egzersiz yaptıran ve aktivitelerini izleyen bir ekipman” olarak tanımladığı bir exergame (egzersiz oyunu) makinesi üzerinde çalışıyor. Ekip şu anda teknolojinin pilot çalışması için katılımcılar arıyor.
Kaynak: Evrimagaci.orgAlexandra Jamieson Arlington Araştırma Enstitüsü Egzersiz Engelli Bireyler Texas Üniversitesi kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
47
Kas Hastası Sporcular Boccia ile “Adapte” Oluyor

Gaziantep Boccia Takımı’nın kas hastası sporcuları, yaptıkları branşla “sosyalleşiyor ve hayata adapte” oluyor.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Engelsiz Yaşam Merkezi’nin desteğiyle 3 yıl önce, ağır engelli olarak fizik tedavi ve rehabilitasyon gören kas hastalarından kurulan takım, antrenmanlara 5 kişiyle başladı.
Sporcu sayısı zamanla artan takım, Bocce Bowling ve Dart Federasyonunun organizasyonlarında mücadele etti.
Kocaeli’de 9-13 Ağustos tarihleri arasında 15 ilden 300 sporcunun katılımıyla gerçekleştirilecek Türkiye Boccia Şampiyonası’na hazırlanan sporcular, derece yaparak milli takım kadrosunda yer almayı hedefliyor.
Takım antrenörü Emre İlhan, AA muhabirine, kadrodaki sporcuların ağır bedensel engelli bireyler olduğunu ve Boccia oynayarak sosyal etkinlik gerçekleştirdiklerini söyledi.
Sporcularının çoğunun yürüme yetisini sonradan kaybettiğine dikkati çeken İlhan, “Bu yetisini kaybedince akülü sandalye ile hareket kapasitesine oluyorlar. Bu duruma, bu sporla karşılık veriyoruz. Bu spor onların kendilerini geliştirmelerini, sosyalleşmelerini ve hayata adapte olmalarını sağlıyor. Sosyal hayatta ne kadar verimli olduklarını görüyorlar. Müsabakalara katılarak şehir şehir geziyorlar. Farklı kültürlerle tanışıyorlar. Geçen sene Yalova’ya gittik. Dereceler elde ettik. Kocaeli’ndeki şampiyonaya iyi hazırlanıp şampiyonluk yaşamak istiyoruz.” dedi.
Türkiye şampiyonasına özverili hazırlandıklarını antrenman, piknik gibi programlarla zamanı değerlendirdiklerini anlatan İlhan, Kocaeli’ndeki turnuvaya 20 kişi katılacaklarını ifade etti.
Bütün kategori ve klasmanlarda sporcularının olduğuna vurgu yapan İlhan, “Çok iyi bir çalışma sergileyerek, iyi bir dönem geçirdik. İnşallah güzel sonuçla süsleyeceğiz.” diye konuştu.
“Boccia’yi çok sevdim”
Sporculardan 32 yaşındaki Aysel Mercandağı, boccia ile 2022’de Engelsiz Yaşam Merkezi’nde tanıştığını ve çok sevdiğini dile getirdi.
İlkokulu bitirdiğinde 12 yaşına kadar yürüdüğünü sonrasında ise akülü sandalye kullanmak ve okulu bırakmak zorunda kaldığını aktaran Mercandağı, “Okulu açık öğretimden bitirdim. Yüzme, bilgisayar kursu ve dikiş nakış kurslarına katıldım. Bu şekilde aktif olmaya ve hayata tutunmaya çalışıyorum. Yakında Türkiye Şampiyonası var ona hazırlanıyoruz. Bu yıl ki hedefimiz dereceye girmek ve milli takıma gitmek, Avrupa’da ve dünyada inşallah İstiklal Marşı’mızı okutup bayrağımı göklere çektirmek istiyoruz. Çok çalıştık, çok emek verdik, çok heyecanlıyız.”
Burak Avcı, sürekli yere düşmesiyle hastalığının ortaya çıktığını, lise döneminden sonra akülü araba kullandığını ifade etti.
Boccia ile hayata tutunduğunu kaydeden Avcı, şampiyonada hedefinin ilk 3’e girmek olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: AABoccia Emre İlhan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Türkiye Boccia Şampiyonası kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
48
TBMM Yeni Uygulamalarla ‘Engelleri’ Kaldırıyor

TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, TBMM’de engelliler için asansörlerin ve rampaların yapıldığını, yerleşkeyi ziyarette özel broşürlerin kullanıldığını, Meclis personeline “iletişim” eğitimleri verildiğini açıkladı.
TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, bağımsız İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir’in, Meclis yerleşkesinin engelli erişimine uygunluğuna ilişkin yazılı soru önergesini yanıtladı.
Engelliler Hakkında Kanun gereğince, kamu binalarının, kamuya açık alanların engellilerin kullanımına uygun duruma getirilmesi, engellilerin temel hak ve özgürlüklerden faydalanmalarının sağlaması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görüşleri alınarak TBMM yerleşkesinde inceleme yapıldığını bildiren Bozdağ, engellilerin erişilebilirliğinin sağlanmasına yönelik hazırlanan rapor doğrultusunda düzenlemeler yapıldığını belirtti.
Farkındalık eğitimleri verildi
Bozdağ, Meclis’e gelen engelli ziyaretçilere nasıl davranılacağı konusunda farkındalık eğitimleri verildiğini ifade etti.
TBMM yerleşkesindeki mevcut kaldırım rampalarının yüzde 8 eğitim ve görme engellilere yönelik hissedilebilir yüzey kullanılarak standartlara uygun hale getirildiğini aktaran Bozdağ, kampüste 32 kaldırım rampası yapıldığını dile getirdi.
Personel hizmet binası girişi, ziyaretçi kabul salonu, halkla ilişkiler binası girişi, ziyaretçi girişi ile Meclis camisi önünde yüzde 6 eğimli engelli rampaları inşa edilerek engellilerin erişilebilirliğinin sağlandığını kaydeden Bozdağ, ayrıca ana bina kapı girişlerinde ve basın salonu iniş merdivenlerinde platform tipi asansör kurulduğu, bu asansörler kullanılarak engellilerin Genel Kurul özel dinleyici ve kordiplomatik localarına geçebildiği bilgisini verdi.
Halkla ilişkiler binasındaki komisyon toplantı salonlarının girişlerine de hidrolik asansörler yapıldığını anlatan Bozdağ, ana binadaki engelli asansörüyle de katlara ulaşım sağlandığına işaret etti.
Bozdağ, ana binanın doğu cephesinde panoramik asansörün hizmete alındığını, diğer asansörlerde görme engelliler için sesli uyarı sistemi ile Braille alfabesinin kullanıldığını aktardı.
“Milletvekili konuşma kürsüsü, engelli milletvekillerinin kullanımına uygun olarak yüksekliği ayarlanabilir şekilde tasarlanmıştır”
Tören Salonu girişinde de sığınak ve katlara erişimi sağlayan yeni asansör yapıldığını ifade eden Bekir Bozdağ, konferans salonu sahnesine engellilerin erişimini sağlamak amacıyla patenti ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarım Bölümü öğretim üyesine ait engelsiz erişim sisteminin yeniden tasarlanarak monte edildiğini bildirdi.
TBMM Başkanvekili Bozdağ, “Genel Kurul Salonunda yapılan düzenlemeler esnasında milletvekili konuşma kürsüsü, engelli milletvekillerinin kullanımına uygun olarak yüksekliği ayarlanabilir şekilde tasarlanmıştır.” bilgisini paylaştı.
Kurtuluş Savaşı Müzesi girişine de platform tipi merdiven asansörü inşa edildiğini belirten Bozdağ, halkla ilişkiler, ziyaretçi kabul, nizamiye binalarında, bahçe lokantasında, kreş ve gündüz bakımevinde engelli tuvaletlerinin bulunduğunu kaydetti.
“İletişim ve işaret dili eğitimi düzenlendi”
Bekir Bozdağ, şöyle devam etti:
“Dikmen nizamiye girişi, ziyaretçi kabul salonu ve ek hizmet binasında görme engelliler için kılavuz iz uygulamaları yapılmıştır. Nizamiye binası, bahçe lokantası, kreş ve gündüz bakımevi binaları erişilebilir olarak tasarlanmıştır. Yerleşkedeki kapalı ve açık otoparklarda engelliler için özel otopark alanları mevcuttur. Özel Hizmet Bankosunda engelli bireylerin randevuları alınmakta, ihtiyaçlara göre araç tahsis edilmektedir. Engelli ziyaretçilerin TBMM yerleşkesinde erişilebilirliğini sağlamak amacıyla özel broşür hazırlanmıştır. Bu broşürle yerleşke haritası üzerinde ortopedik engellilerin kullanımına uygun yol güzergahları, girişler, tuvalet ve asansörler belirtilmiş, broşür görme engelliler için Braille alfabesi ile basılmıştır. TBMM TV’de salı ve çarşamba günleri grup toplantılarında işaret dili kullanılmaktadır. Engelli bireyler TBMM lokantalarına geldiklerinde kapıda personel tarafından karşılanmakta, uygun masaya kadar eşlik edilmektedir.”
Tören Salonunda gerekli görüldüğünde taşınabilir rampaların da kullanıldığını ifade eden Bozdağ ayrıca Meclis’e ait Beşiktaş Merkez Çalışma Ofisinde, Beşiktaş Misafirhanesinde, Filizi Köşk’te Yıldız Konukevi’nde, Yalova Termal Sosyal Tesisinde de benzer uygulamaların hayata geçirildiğine dikkati çekti.
TBMM Başkanvekili Bozdağ, şunları kaydetti:
“Engelli misafirler başta olmak üzere TBMM’yi ziyarete gelen vatandaşlarımızın karşılanmasında ortaya çıkan iletişim problemlerini en aza indirmek, farklı gruplarla iletişim yöntemleri hakkında personelin bilgi ve becerilerinin geliştirilmesini sağlamak amacıyla Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanlığı ile Koruma Daire Başkanlığı personeline, ‘çocuk, yetişkin, engelli, yaşlı gruplar ile iletişim’ eğitimi ile işaret dili eğitimi düzenlenmiştir. Önümüzdeki süreçte de benzer konularla alakalı farkındalık eğitimlerinin düzenlemesi planlanmaktadır. TBMM kurumsal internet sayfası da 2023’te yenilenmiş, işitme ve görme engellilerin erişimine yönelik mevcut alanda gerekli güncelleme ve geliştirme çalışmaları teknolojik gelişmeler doğrultusunda devam etmektedir.”
Kaynak: AAEngelli Erişimi İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir TBMM TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
49
Milli Paralimpik Atıcı Çağla Baş’ın En Büyük Destekçisi Babası

Milli paralimpik atıcı Çağla Baş, Paris 2024 Paralimpik Oyunları’ndan madalyayla dönmeyi hedefliyor.
Türkiye, Avrupa ve dünya şampiyonalarında dereceleri bulunan Çağla Baş, oyunlara hazırlık sürecinde en büyük destekçisi babası oldu.
Baba Erbil Baş, birlikte yaşadığı kızı ve 7 yaşındaki torununu aracıyla poligona getiriyor. Kızına antrenman ortamı hazırlayan Erbil, başarılı olması için evladına yardım ediyor.
Çağla, AA muhabirine, daha önce iki kez paralimpik oyunlarına katılma başarısı gösterdiğini ancak istediği sonucu elde edemediğini söyledi.
Madalya hedefinden vazgeçmediğini vurgulayan Çağla, üçüncü kez mücadele edeceği olimpiyat oyunlarında amacına ulaşmak istediğini dile getirdi.
Tokyo Paralimpik Oyunları’nın ardından üç yıldır Paris 2024’e hazırlandığını anlatan Çağla, bu süreçte birçok uluslararası yarışmada madalya kazandığını ifade etti.
Hollanda’da düzenlenen Avrupa Paralimpik Şampiyonası’nda olimpiyat kotası almayı başaran Çağla, “Son antrenmanlarımı yapıyorum. Büyük heyecanla yarışacağım günü bekliyorum. Olimpiyatlarda elimden geleni yapacağım.” dedi.
Emeğinin karşılığını olimpiyatta almak istediğini anlan milli sporcu, “Paris’te güzel şeyler olmasını hayal ediyorum. Olimpiyat madalyasının rengi önemli ama bir olimpiyat madalyamın artık olmasını istiyorum.” diye konuştu.
Hayatta çok şeyler başardığını vurgulan Çağla, “Benim de bir kız çocuğum var. Önceliğim çok başarılı olup, engelli kız çocuklarına örnek olabilmek. Onları evlerinden çıkarabilmek ve onlara örnek olabilmek ayrıca mutluluk verici.” ifadelerini kullandı.
Baba desteği
Çağla Baş, ailesinin, 16 yaşında başladığı spor hayatında kendisini her zaman desteklediğini söyledi.
Özellikle de babasının hep yanında olduğunu dile getiren Çağla, şöyle devam etti:
“Tüm antrenmanlarıma babamla gelip gidiyorum. Yanımda durarak desteğini eksik etmiyor. Ben hep arkamda baba desteğinin olduğunu bildim. Başarı gelse de gelmese de o hep benim destekçim. Hem torunuyla hem de benimle çok yakından ilgileniyor. Babam her zaman dağ gibi arkamda duruyor. Bunun için de çok mutluyum. Bu ayrıca bana çok güven veriyor. Babalar güçlü olursa kızları da güçlü olur.”
Baba Erbil: “Uyuyarak beklediğim oldu”
Erbil Baş, her zaman kızının yanında olduğunu vurguladı.
Atış poligonunda uzun zaman geçirdiklerini dile getiren Erbil Baş, “Antrenmanlar uzun olduğunda kendisini poligonda uyuyarak bile beklediğim oldu. Ben kızımın hep yanındayım, bundan sonra da hep yanında olacağım.” dedi.
Çağla’nın Paris’ten madalyayla döneceğine ve kendilerine büyük gurur yaşatacağına inandığını aktaran Erbil Baş, “Kızımın kariyerinde tek eksik olimpiyat madalyası. İnanıyorum ki o eksik de tamamlanacak.” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: AAÇağla Baş Erbil Baş Milli Paralimpik Atıcı Paris 2024 Paralimpik Oyunları kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
50
Bir Topluluk Mekanımı Kullanmasın Diyorsunuz Ama Farkında Değilsiniz

“Erişilebilir Her Şey”in kurucularından Seben Ayşe Dayı ve Serim Berke Yarar ile yaptığımız söyleşide, tasarımda erişilebilirlik kavramı ve deprem bölgesi için geliştirdikleri “Engeller İnşa Edilir” projesi hakkında konuştuk.
Ada Umay Cansız: Üç arkadaş bir araya gelerek kurduğunuz “Erişilebilir Her Şey” kapsamında; markaların deneyimlerini engellenen bireyler için baştan tasarlıyorsunuz, danışmanlık ve eğitim hizmetleri ile çözümler sunuyorsunuz. Erişilebilir kentler, yapılar, iletişim araçları gibi birçok farklı alan ve ölçekte erişilebilir yaşam standartlarını yakalamaya çalışıyorsunuz. Bu sosyal girişim ile birçok ödül de kazandınız. Biraz yolculuğunuzun başlangıcından söz edebilir misiniz?
Serim Berke Yarar: Biz aslında üniversitede tanışan üç arkadaşız. Tanışmamızın nedeni engellenen bireyler olmamız değildi. Üçümüz de kültür sanat odağındaydık; ben davulcuyum, Seben Radikal’de kültür sanat konusunda yazılar yazıyordu, Hale kültür sanat yönetimi okuyordu. Üniversitede tanıştık ve kültür sanat odağında çeşitli aktiviteler üzerinden yakın arkadaşlar olduk. Sonra fark ettik ki, hepimizin hem fiziksel dünyayla hem iletişimle hem de toplum algısıyla ilgili benzer engellenme hikayeleri var.
Okul sonrasında iş aradık ve hem toplumsal algılardan dolayı hem de mekanlar erişilebilir olmadığı için kendi işlerimizi yapamadık.
Çevredeki diğer engellenen bireylerle konuştuğumuzda, hikayelerimizin aslında sadece bizim hikayelerimiz olmadığını, hepimizin ortak engellenmişlik hikayelerinin olduğunu gördük. Aslında çok kişisel bir alandan “Biz engelleniyoruz ve bunun nedeni biz değiliz; toplum, mekanlar ve markalar. O zaman hadi bunu dönüştürelim! Bunu profesyonel bir iş olarak yapalım!” diyerek yola çıktık.
Bizim için bizsiz asla
Her zaman iki şeyi savunuyoruz:
Birincisi, “Bizim için bizsiz asla.” Yani kurumlar ve kişiler, engellenen bireylerle ilgili bir şey yapmak istediklerinde, kesinlikle engellenen bireylere sorarak yapmalılar.
İkincisi ise “Tek bir engel grubu için değil, tüm engel grupları için çözüm üretelim.” Çünkü insanlarda, bir engel grubu için “bir sorun gördük, hemen onu çözelim” gibi bir anlayış var. Ama kimseyi dışarıda bırakmadan, kapsayıcı çözüm üretmek çok önemli.
Bu iki mottoyu da benimseyerek Erişilebilir Her Şey’i kurduk.
Ada Umay Cansız: İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı Ödülleri kapsamında yer aldığınız bir videodan alıntı yapmak istiyorum. Seben Ayşe Dayı 2021 yılında çekilmiş olan video içerisinde şu sözleri dile getiriyor:
“Bir sosyal girişim olarak karşılaştığımız en büyük engel, anlaşılamamak. Engellenen bireyler sokağa çıkamadıkça toplumla arasında bir köprü olmuyor. O köprü de ne? ERİŞİLEBİLİRLİK.”
Erişilebilirlik kavramı sizce ülkemizde ne kadar anlaşılan bir kavram? Çalışmalarınız sırasında bu konudaki bilinç seviyesi hakkında neler gözlemlediniz? Bu konuda sizi pozitif ve negatif anlamda şaşırtan şeyler oldu mu?
Seben Ayşe Dayı: Oluyor çünkü erişilebilirlik, Türkçe’de kelime olarak farklı anlamları karşılayabiliyor. “Accessibility” dediğimizde, kafamızda engelliye dair bir şey canlanıyor ama “erişilebilirlik” dediğimizde, ekonomik erişilebilirlik ya da bir şeye kolayca ulaşma hali olarak algılanabiliyor. “Anlaşılamamak” dediğimiz şeyin içinde, ilk olarak kavramı doğru anlatabilmek var. Kavramın altının, biraz daha engellilikle ilgili meselelerle doldurulması gerekiyor.
Erişilebilirliğin teknik olarak engellilerin hayatını kolaylaştıracak ve engellilere hizmet eden materyalleri içeren bir kavram olduğu anlaşıldığında bile, karşınızdaki insan size “Buna gerek var mı?” ya da “Bu zaten erişilebilir,” diyebiliyor. Yani ne kelime biliniyor ne de kelimenin gerçek gerekliliği algılanıyor.
Erişilebilirlik, multidisipliner bir alan. Bu multidisipliner yapıda, maalesef hala aklımıza sadece, mimari olarak eğimi bile doğru düzgün hesaplanmamış rampalar geliyor. O rampayı gördüğümüzde, engellileri düşündük gibi bir sonuç çıkıyor.
Anladığını düşünen kişilerle başımız büyük belada
Serim Berke Yarar: Ama engelliler bu rampayı gördüğünde “Aa kaydırak yapmışlar,” diye düşünüyor. Ben yakın arkadaşlarımla gittiğim ya da raporlama için gittiğim bazı mekanlarda, o rampayı kullanmak yerine tekerlekli sandalyeyi direkt basamaklardan indirmeyi daha güvenli bularak tercih ediyorum. Aslında bireyler bağımsız olarak rampaları kullanmak isterler.
Bence burada şu konuyu da açmak değerli; anladığını düşünen kişilerle başımız daha büyük belada.
Seben Ayşe Dayı: Yine mimariden örnek verelim. Bir mimar ya da inşaat mühendisi, statik hesaplamasını yapmadığında, o binanın yıkılabileceğini veya hasar alabileceğini düşünebiliyor. Çünkü bu hayati ve matematiksel olarak açıklanabilen bir konu. Ama erişilebilirlik dendiğinde, konu “hayati” olarak görülmüyor ve çok detaymış gibi algılanıyor. Bu aşamada düşünmediğimiz erişilebilirlik, birçok insanın yaptığınız binayı kullanamaması anlamına geliyor.
Ada Umay Cansız: Bu şekilde de toplum ile aradaki “köprü” dediğimiz şeyi yok etmiş oluyoruz.
Seben Ayşe Dayı: Zaten o köprüyü örmeye muradı da yok ki. Serim’in babaannesinin “Geçinmeye muradın olacak,” diye çok güzel bir lafı vardır. Toplumdaki karar alıcıların, engellenenlerle geçinmeye muradı yok.
Serim Berke Yarar: Bir toplulukla bağlantıya geçmemek aslında. “Bir topluluk mekanımı kullanmasın,” diyorsunuz ama farkında değilsiniz.
Ada Umay Cansız: Yavaş yavaş asıl gündemimiz olan “Engeller İnşa Edilir” adındaki yeni projeniz konusuna girmek istiyorum. 6 Şubat depreminin ardından çok büyük bir yıkıma uğrayan deprem bölgesinde, erişilebilir şehirler yaratmak üzere bir kampanya başlattınız ve bunu da depremzedeler ile birlikte yaptınız. Oldukça önemli ve bir o kadar da arka planda kalmış bu konuya mercek tuttunuz. Kampanyanın tasarım sürecinden ve bu kampanya kapsamda nasıl çalışmalar yaptığınızdan bahsedebilir misiniz?
Seben Ayşe Dayı: “Engeller İnşa Edilir” projesi, Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’nda aldığımız bir hibeyle gerçekleştirilebildi. O dönem belirlenen tema “deprem bölgesi ve sosyal fayda” idi. Bizim projemizle uyuştuğunu görerek başvurduk.
Serim Berke Yarar: Deprem sonrasında elimizden geldiğince sivil toplum örgütleriyle, aktivistlerle, alandaki engellenen bireylerin ihtiyaçlarını çözmeye yönelik irtibata geçtik. Deprem bölgelerinde engellenen bireylerle konuştuk ve onların ihtiyaçlarını akut bir şekilde çözmeye çalıştık. Sonraki süreçte, alandaki insanların erişilebilirlikle ilgili yaşadıkları sıkıntıları çok daha net gördük.
Alan yeniden yapılanırken erişilebilirliğin yine düşünülmeyeceğini biliyorduk. Tam bunları düşünürken, Seben’in bahsettiği başvuru sürecine girdik. Bu program ortaya çıkınca tek bir yere odaklanmaya karar verdik. Hatay en çok yıkıma uğrayan bölge olduğu için orayı seçtik. Ardından fona başvurduk ve Borusan bizi destekledi. Sonrasında da sürecimiz başladı.
Seben Ayşe Dayı: Bunun gündem olmasını istediğimiz için, bir kampanya yapmaya karar verdik. Akut çözümler ya da oradaki engellenen bireyler için yapılan yardımlar bir şekilde devam ediyordu. “Ama sonrasında bu insanlar nerede yaşayacak?” sorusu kimsenin aklında yoktu.
Sahaya indiğimizde, Hatay’daki farklı yaştan ve cinsiyetten, hem depremden önce de engelli olan hem de depremden sonra engelli olan bireylerle, dört odak grup gerçekleştirdik. Onların taleplerini, nasıl bir Hatay istediklerini, konteyner kentlerdeki erişilebilirlikle ilgili sıkıntılarını ve sonrasında hayal ettikleri Hatay’ı baz alarak “Engeller İnşa Edilir” projesi ortaya çıkardık.
Engeller İnşa Edilir, hem sorgulatmak isteyen hem de konuya farklı bir yerden dikkat çekmek isteyen bir kampanya.
Engeli de inşa edebilirsiniz erişilebilirliği de
Serim Berke Yarar: Kurumlara karşı “bizim için bizsiz asla” mottosunu savunmanın yanında, yaptığımız işte de bunu uyguluyoruz. En iyi bilen orda olan ve yaşayandır. Onun isteğini duyarak tasarlamak gerekiyor.
Buna değinmişken “Engeller İnşa Edilir” sloganına da değinmek gerek. Başka birçok isim bulunabilirdi. Ama biraz ters köşeye ve sorgulatmaya ihtiyaç vardı. Kampanya sürecinde birçok isim konuşuldu, isimlerin arkasında da tabii ki ideolojileri var. Herhangi bir binada ya da tasarlanan şehirde; siz erişilebilirliği sağladığınız noktada, engel inşa etmiyorsunuz. Engeli de inşa edebilirsiniz erişilebilirliği de.
Kampanya içerisinde de çeşitli videolar, bilgilendirici içerikler ürettik ve bu yolla karar alıcıları etkilemeye çalıştık. Çünkü görüyoruz ki Hatay’daki insanların isteği, orada yaşamak.
İnsanları evlerine kapamaya devam edeceksiniz
Seben Ayşe Dayı: Örneğin Güneş, Hatay’dan bir depremzede, 17 yaşında ampüte bir genç kız. Bize şunları söyledi; “Ben arkadaşlarımla, yeni bacaklarımla Saray Caddesi’nde tekrar buluşup alışveriş yapmak istiyorum.” Güneş’in bunu söylediği dönemde, Uzun Çarşı’nın etrafını yenilemek için kapattılar ve o alandaki dükkanların yeni hallerini gösteren renderlarda, her dükkanın önünde 20-25 cm’lik basamaklar gözüküyordu. Alanda olmak bunları anlamak açısından da çok değerliydi. Yeniden “sağlam” insanlara göre bir Hatay tasarlanıyor. Amacımız o tasarım sürecine dahil olmak.
İki önemli şey var: Birincisi, artık deprem bölgesi için engellilik bir azınlık meselesi değil bir çoğunluk meselesi. İkincisi, bir şeyi erişilebilir tasarladığınızda, engeli olmayan insanlar onu zaten kullanabiliyor ama bir şeyi erişilebilir inşa etmediğinizde engellenen bireyler onu kullanamaz.
Deprem bölgesindeki insan popülasyonu artık bedensel farklılıkları olan insanlardan oluşuyor. Burayı erişilebilir inşa etmediğinizde, insanları evlerine kapamaya devam edeceksiniz.
Ada Umay Cansız: Aslında tüm süreçte “erişilebilir kentler” yaratılması konusunda öncülük ediyorsunuz. Hatta Hale Yıldız da bir videoda “Bu konuları hiç konuşmayacak olduğumuz bir dünya hayal ediyoruz,” sözleriyle ifade etmiş bu durumu. Çoğumuzun bu konuda yeterince bilinçli olmadığını da göze alarak “erişilebilir kent” kavramını açıklayabilir misiniz?
Engellenen bir çocuk, o parkta akranlarıyla sosyalleşemiyor
Seben Ayşe Dayı: Her kentlinin o şehirdeki hizmetlerden ve fiziksel yapılardan eşit şekilde yararlanabildiği bir kent. Eşit kentlilik. Herkes belediyeye girebilmeli, çay bahçesine gidebilmeli, alışverişini tek başına yapabilmeli, evine bir erişilebilirlik sorununa maruz kalmadan gidebilmeli.
Özetle bir şehirdeki aklınıza gelebilecek her şeyin; yaşlılar, engellenenler ve çocuklar başta olmak üzere, kullanılabilir olma hali.
Serim Berke Yarar: İki örnek vereceğim. Şu anda belediyeler stratejik planlama dönemindeler. Belediyeler, şehri yaratıyor, bütün ruhsatları veriyor, bütün denetlemeyi yapıyor. O yüzden aslında onların bunu düşünerek şehri yaratmaları gerekiyor.
Geçen gün bir parkta yürüyoruz. Parkta rampalar var, her şey çok güzel ama hiçbir yerde tırabzan yok. O nedenle aşağıya inemedik. Engellenen bir çocuk, o parkta akranlarıyla sosyalleşemiyor. Toplumda ötekileştirme yaratılıyor.
Şehri planlarken makro ölçekte de bunu doğru yönetmek gerekiyor. Bununla ilgili yönetmelikler de var aslında. Sadece uygulanmıyor. İşletmeciler, mekan sahipleri ya da mimarlar, ucunda bir yönetmelik olmadığında bunu yapmayabiliyorlar ama aslında bu bir insan hakkı.
Ada Umay Cansız: Erişilebilir kentler elde etmek konusunda, toplumda, çok zor olacağı ya da masraflı olabileceği gibi düşünceler var, ki bence bu oldukça empatiden uzak bir yaklaşım. Mevcut kentlerimizi erişilebilir kılmak maddi açıdan gerçekten zor bir süreç mi? Yoksa süreci asıl zorlaştıran insanların duyarsızlığı mı?
Seben Ayşe Dayı: Bunu kentsel dönüşüm ölçeğinde çok net görüyoruz. Kentsel dönüşüm süreçlerinde, bir binanın erişilebilir yapılması ya da yapılmaması arasında, büyük bir maliyet farkı yok. Ama otopark yapmaktansa bir kat daha çıkmak insanların işine geliyor. Erişilebilirlik maliyetli bir şey değil, hele ki baştan yapıldığında.
Biz Hatay’dayken hep şunu anlatmaya çalıştık; yüz tane ev yapıyorsanız yirmi tanesinin içini tekerlekli sandalye kullanan birinin ya da ampüte birinin rahatça kullanabileceği şekilde yapmalısınız. Bunun için aşağıya daha fazla dolap koymalısınız, küvet yerine kot farkı olmayan bir duş koymalısınız, kaymayan bir seramikle döşemelisiniz. Bunlar zaten o kadar küçük kalemler ki.
Engellenen bireylerin yıllık harcanabilir geliri, 13 trilyon dolar
Serim Berke Yarar: Belki ücretler biraz daha yüksek olabilir ama bu mesele iki yönlü. Seben’in söylediği gibi bu meselenin insan hakkı temelinde uygulanması gerekiyor. Ama kapitalist perspektiften baktığımızda da burada büyük bir kitle var. Bu kitlenin bir şeyler almak istediğinde de alabileceği ürünler, materyaller, hizmetler, konutlar olması gerekiyor. Eğer Uzun Çarşı’daki dükkanların önüne kot farkları ile engel inşa ederseniz, o insanlar istediği alışverişi yapamaz.
Yapılan araştırmalara göre, dünya genelinde engellenen bireylerin yıllık harcanabilir geliri, 13 trilyon dolar. Ama deneyimlerine baktığımızda yüzde sekseni başarısızlıkla sonuçlanıyor. İnsan hakkı temelinde bunu zaten yapmalıyız, hadi yapmadınız, kapitalist düzenden baktığımızda da bunu yapmalıyız. Nereden bakarsanız bakın, engelleri değil erişilebilirliği inşa etmeliyiz.
Ada Umay Cansız: Yine bir alıntı ile başlayacağım sıradaki soruma. “Engeller İnşa Edilir” kampanyasının tanıtımında, toplumda yaygın bir davranıştan söz ediyorsunuz:
“Verilmek istenen ‘fırsat eşitliği’ mesajının altında yatan ‘Engelli bireyler yardıma muhtaçtır.’ düşüncesi sorunların asıl sebeplerinin göz ardı edilmesine yol açıyor. Empati eksikliği kişileri yanlış sorunlara çözüm bulmaya yönlendiriyor.”
Bu tip yaklaşımları oldukça sık görüyoruz. Bu ve bunun gibi yaygın yanlış davranışlara karşı insanlar nasıl bilinçlendirilebilir? Siz bu konunun önüne geçmek için nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz?
En önemlisi, bu röportajı okuyan mimarlarda bir akıl haritası değişikliği yaratabilmek
Seben Ayşe Dayı: Mimarinin erişilebilir tasarlanmamasının altında “engelliler yardıma muhtaçtır” ya da “engelliler zaten evden dışarı çıkmaz” gibi düşünceler yatıyor. Zaten engelliyi yardıma muhtaç biri olarak kodladığınızda, “biri zaten bu insanın işlerini onun yerine hallediyor” diyebiliyorsunuz. Bu “yapamazlar” bakış açısı, engeller inşa ettiriyor.
Empati de bu yüzden yanlış kuruluyor. Bir engelliyle empati kurmuyorlar aslında bir sempati besliyorlar. Tatsız bir acıma, şükür ve sempati var.
Zaten biriyle empati kurduğunda, o insanın ihtiyacını karşılamalıyım bilinciyle aksiyon alman gerekir. Ama kendine dönüp “Çok şükür elim ayağım tutuyor,” dediğinde o bir sempati oluyor ve yanlış çözüme götürüyor. O yanlış çözüm de yardım ve akut.
Bence en önemlisi, bu röportajı okuyan mimarlarda bir akıl haritası değişikliği yaratabilmek.
Serim Berke Yarar: Biz tüm süreçlerde topluluğa sorarak ilerliyoruz. Topluluktan veri alarak markanın deneyimini tasarlıyoruz. Eğlenceli yanı da o. Standartlar çok kapsayıcılar ama deneyimle ilgili standardın dışında öyle bir bilgi geliyor ki, onu tüm engel gruplarına uygun olarak nasıl yapabileceğimizle ilgili çözüm üretiyoruz. Çok yönlü düşünmek ve 360 derece tasarlamak, mimar ve tasarımcıyı da geliştiren bir konu.
Ada Umay Cansız: Bu konuda hiç eğitim verdiniz mi?
Kapsayıcı ve erişilebilir tasarımın zorunlu bir ders olarak okutulması lazım
Seben Ayşe Dayı: Çok kez yaptık. İTÜ, MEF, Yıldız Teknik, Yeditepe ve Boğaziçi gibi birçok üniversitede yaptık. Derslere gitmek, ekip olarak en sevdiğimiz iş.
Serim Berke Yarar: Kurumlarla yaptığımız iş birliklerini profesyonel olarak yürütüyoruz çünkü yaptığımız projelerin sürdürülebilirliğini sağlamak için bir gelire ihtiyaç var. Bu kadar insan uzmanlığını ve emeğini harcıyor. Ama üniversiteler ve öğrenciler denince her şeyi gönüllü yapıyoruz.
Bu ders içeriği sadece İTÜ’de var, onun da seçmeli mi zorunlu mu olacağı konusunda savaşılan bir ders. Aslında kapsayıcı ve erişilebilir tasarımın zorunlu bir ders olarak okutulması lazım.
Türkiye’de özel olarak bakanlığın ürettiği standart var ama o standartlar sadece kitapta kalıyor.
Seben Ayşe Dayı: Bir seferinde bir bina raporluyorduk. 17 katlı bir binaydı ve her katta iki engelli tuvaleti vardı. Harika değil mi? Bütün engelli tuvaletlerinin ölçüleri birbirinden farklı ve bir tane standarda uyan engelli tuvaleti yok. Yazık dediğim olaylardan biriydi.
Ada Umay Cansız: Önümüzdeki günler için nasıl hedefleriniz ve projeleriniz var?
Aktörleri yarıştırmak hedeflerimiz arasında
Serim Berke Yarar: Bu soruyu iki adımda değerlendirebiliriz. Birincisi “Engeller İnşa Edilir” konusu, ikincisi ise “Erişilebilir Her Şey”in genel hedefleri.
Engeller İnşa Edilir tarafında, Borusan Sürdürülebilir Fayda Programı’ndan aldığımız destek bitti ama biz hala Hatay’da odak grup yaptığımız kişilerle irtibat halindeyiz. Hatay inşa edilirken olabildiğince kişiye erişmek ve karar alıcıları bir an önce Hatay’ı erişilebilir tasarlamaya yönlendirmek istiyoruz. Hedefimiz Hatay’ın erişilebilir olması ve bu oluncaya kadar konuyu gündemde tutmak.
Erişilebilir Her Şey olarak da farklı hedeflerimiz var. Bu yıl topluluğumuzu büyütüyoruz. Türkiye’de veri eksikliği var. İlk olarak veri üretmek istiyoruz. İkincisi topluluğun erişilebilirlikle ilgili yaşadığı sorunları markalara götürmek. Köprü görevi göreceğimiz bir yerde konumlanmak istiyoruz.
Bir de fiziksel dünya ile ilgili deneyim odaklı bir puantaj sistemi geliştirdik. Bu yılın sonunda bir ödül töreni yapmak ve biraz daha aktörleri yarıştırmak hedeflerimiz arasında. Kurumlar yarıştıkça daha çok aksiyon alıyorlar.
Ada Umay Cansız: Çok teşekkür ederim. Umarım bu vizyonunuz daha büyük kitleler tarafından duyulur ve değeriniz anlaşılır.
Kaynak: Arkitera.comEngeller İnşa Edilir Erişilebilir Her Şey Seben Ayşe Dayı Serim Berke Yarar kayseri de Bir ilk Kiralık Akülü Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Tekerlekli Sandalye Kayseri de Kiralık Çocuk Tekerlekli Sandalyesi 0544 716 20 45
Sayfa: 1 ... 3 4 [5] 6 7 ... 10
|