Game of Thrones

[melleseferi]

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Tayyip Erdoğan arasında oluşturulmaya çalışılan suni kriz ve medya üzerinden verilen mesajlar artık iyice “ Bu işin suyu çıktı” dedirtmeye başladı.

İki lider biri Devletin en tepesindeki isim diğeri de Başbakan, ortada dönen lafları okuyan yurdum insanı “ Ya kardeşim bunlarda da bir numara yokmuş. “Daha seçim gelmeden kim Reis-i Cumhur olsun, kim Başbakan olsun?”  diye hesap yapmaya, sanki padişahlık dönemindeki gibi taht oyunları oynanmaya başlamış” diye düşünmeden edemiyor hale geldi.

Yazımın başlığı da işte bu konu George R. R. Martin’in  A Game of Thrones Türkçeye ise
 “ Taht Oyunları”  olarak çevrilmiş olan kitabı ve şu aralar dizisi olan bir roman.

Benim ilgimi çeken bu kitapta tahtı ele geçirmek için yapılan türlü türlü entrikalar ile kardeşin kardeşe, babanın oğula ihanetini, iktidar için her şeyin yapıldığı olayları anlatan bir konunun olması.

İşte artık benim vatandaşımda, “Game of Thrones” kadar acımasız ve fantastik olmasa da Türkiye’deki bu Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tartışmalarını böyle görmeye başladı.

Son dönemlerde belki Türkiye için çok şey yapmış iki isim ve yol arkadaşı olan Gül ve Erdoğan olayında danışmanlar aracılığı ile medya üzerinden bir birlerine mesaj verir gibi gözükmeye başladı.

Fitne çarkı dönüyor.

Fitneciler iş başında.

Uzun zamandır suskun olanlar bile konuşmaya, bir şeyler karalamaya başladı.

Abdullah Gül ile Erdoğan bu oyuna düşer mi?

Bence düşmez.

Ama öyle laflar ortalarda dönüyor ki akıllarında birer soru işareti bırakacak cinsten.

Hatta bazı köşe yazarları, Gül’ün de Cumhurbaşkanlığına aday olması halinde kimin kimi destekleyeceğini bile yazar hale geldi.

Mehmet Barlas geçtiğimiz günlerde bir yazı kaleme aldı. Yazısında hep derinlerde konuşan bir senaryoyu gündeme taşıdı. “Gül ile Gülen´in ittifakı Gül´ü de Gülen´i de güldürmez mi?” başlıklı yazısında Abdullah Gül’ün Fethullah Gülen Hocaefendinin desteğini alarak, yani cemaatin desteğini arkasına alarak Çankaya’ya yeniden aday olacağı gibi ortada dolaşan lafları yorumlamıştı.

Bütün bunların hepsi iddialar, komplo teorileri, vs.vs.
Gündemimiz bu olmamalı.
Biz bu taht oyunları meselelerini konuşurken, yanı başımızda Suriye’de kan gövdeyi götürüyor. Tehlike sınırlarımıza kadar dayandı. Teröristler Suriye’deki karışıklığı kendi lehlerine kullanmak için adımlar atarak Türkiye’ye gözdağı vermeye çalışıyor. Türkiye diplomatik atakları bir yandan sürdürürken, diğer yandan da askeri seçenekleri ve planlarını çoğaltmalı.
Gündemimiz seçim değil. Ülkemizin âli menfaatleri olmalı.  Erkinbeğ Uygurtürk´ün Yazısı kayserigundem.com