*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Bu benim öyküm  (Okunma sayısı 976 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 18908
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • www.kayseriengellilerdernegi.com
Bu benim öyküm
« : Şubat 17, 2019, 03:22:57 ÖÖ »
Bu benim öyküm

Aslında benim öyküm 3 ana bölümden oluşuyor. İlk bölüm yasandı ve büyük zararlar vererek izlerini bırakmaya devam ediyor. Her bölümden söz edeceğim ama birinci ve üçüncü bölümü kısa geçeceğim.
ilk kısmı sevmiyorum elimden geldiğince kısa tutacağım. Yıl 1997 sanrım aralık başı Küçüğüm o zamanlar. Aşırı kilo kaybı, sürekli su içme isteği, sürekli idrar çıkma, halsizlik, yorgunluk vs ama ailem anlamadı. Çünkü ailemizde görülmüş bir hastalık değil bu. Tabi o dönem imkanlar kısıtlı. Özel bir hastaneye gittik doktor bir sürü tahlil istedi ve sonucu tüberküloz(verem) teşhisi koydu. Eve geldiğimizde hatırladığım tek şey sürekli bal ve süt içmem oldu. Bunun sonu ise tabi ki yüksek şeker koması ve tip1 diyabet.
Vicdan Azabı Çektiğim Zamanlar Oluyor.
İkinci kısım ise 2010 sonu. Böbreklerde protein kacağı başlangıcı, nefroloji takipleri. Takiplerim bir araştırma hastanesinde başladı. İlk zamanlar her şey seyrinde gitti. Ama zaman geçtikçe böbrek fonksiyon değerlerim bozulmaya başladı? Zaten var olan kronik diyabet her şeyin ana nedeniydi. En son 2018 başında diyaliz sınırına gelmiştim. Doktorum belki düşer umuduyla iki hafta sonrasına kontrol verdi. Ama iki hafta sonra düşmek yerine daha hızlı yükseldiğini fark etti. Sonuçlara baktığında ailemde kan grubu aynı olan var mı diye sordu. Ama ben karşı çıktım. Kadavraya yazılıp diyaliz seçeneğini sordum. Çünkü benim için birinin kendi böbreğinden canından olmasını istemedim. Hala da bunun vicdan azabını çektiğim zamanlar oluyor. Doktorum bana periton ve hemodiyaliz hakkında kısaca bilgi verdi ve araştırmamı söyledi. Araştırmam bitip karar verdiğimde diyaliz başlayacaktı. Ben periton diyaliz seçeneğinde karar vermiştim. Doktorumla tekrar görüştüğümde bana pankreas nakli hakkında bilgiler verdi. Birde bir cerrah önerdi. Ama ilk etapta cerraha ulaşamadık. Zaman geçiyordu. Ailem nakil olmamı istiyordu. Sadece kardeşim ile kan gruplarımız tutuyordu. Âmâ ben kesinlikle olmaz diyordum. Çünkü kardeşime kıyamıyordum. Birkaç cerrahla görüştüm ve ilk sorum vericinin durumu ne olacak ? Kafamda bir sürü soru. Tabi bu arada iyi gün dostlarda tanıdım. Böyle büyük dertler gerçek dostların kim olduğunu öğretiyor. Mesela birinci derece akrabam bana direk neden kardeşinden alıyorsun o daha çok genç yazık demişti. Bütün gün ağlamış ve tekrar vazgeçmiştim ameliyattan.
Çocukluk Arkadaşım Doğum Olsun Ben Veririm Böbreğimi
Aynı dönemde çocukluk arkadaşım 6 aylık hamileydi. Bana düşünmeden bekle doğum olsun, ben
veririm böbreğimi dedi. İnsan her şeyi unutuyor da bunları unutamıyor. Neyse pankreas nakli yapan
cerraha ulaştığımda bana bunun mümkün olduğunu söyledi ama önce böbrek nakli olmam
gerektiğini belirtti. Cuma günü görüştük. Pazartesi tahliller yapıldı. Salı günü konseyden onay çıktı.
Çarşamba yatış yapıldı. Cuma ameliyat oldum. Ve ameliyat bittikten kısa süre sonra böbreğim çalıştı.
Yoğun bakımda ilk sorduğum ''kardeşim nasııl oldu. Doktorum iyi dediğinde gözlerimi tekrar
kapatmıştım. Kardeşimin de ilk sorduğu bendim. Benim şansım muhteşem bir kardeşimin olması
oldu. Hiç diyalize girmeden tekrar eski halime döndüm. İkimizde iyiyiz şimdi.
Pankreas Nakli Bekliyorum
Hayatımın üçüncü kısmı da böbrek naklinden sonra başladı. Aslında. 8 ay oldu pankreas nakli
bekliyorum. Umarım bunu da kısa zamanda kaleme alarak sizlerle paylaşabilirim. Nefes aldığımız
sürece yaşam için umut var demektir. Asla vazgeçmeyin. Pes etmeyin.... Ve çevrenizdeki herkese
organ bağışını anlatın. Yeni yaşamların tekrar umutlanması için. Unutmayın bizi biz anlarız, biz
anlatırız. Hayatın üçüncü kısmında görüşmek üzere. Hoşça kalın....kendi hikayemi kaleme alıyorum
İsimsiz Kahraman alıntı