*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: İşyerinizde nasıl bir yöneticisiniz? Kötü bir yönetici nasıl olunur  (Okunma sayısı 5243 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • öMeR
  • Administrator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 18908
  • SiTe YöNeTiCiSi
    • www.kayseriengellilerdernegi.com
İşyerinizde nasıl bir yöneticisiniz? Kötü bir yönetici nasıl olunur?

Öncelikle adeleti bir tarafa bırakın. Sizinle beraber çalışan tanıdıklarınız varsa, zam dönemlerinde onlara diğer hak edenlerden daha fazla zam yapın. Buna itiraz eden olur ise; odanıza çağırıp, kükreyin, masanızdakileri fırlatın, tepinin. Dayanıyorsa ne ala... Dayanmıyor, çekip gidiyorsa zaten size karşı gelen birini çalışma ortamından uzaklaştırmış olursunuz. Bir dahaki sefere rahat rahat istediğiniz zamları yapar, tanıdıklarınızı kayırırsınız. Böylelikle size karşı geleceklere gözdağı da verirsiniz.

Birşeyler öğrenmeyi, kendinizi geliştirmeyi boşverin. Altınızda çalışan insanları iyi, uyumlu insanlardan seçin. Özelikle laf geçirebileceğiniz, sakin elemanlar olsun. Bol bol yalan söyleyip, onları bir biçimde çalışmaları için gaza getirin. Eğer itiraz ederlerse tersleyin. Tersleyin ki bir daha ceseret edip sizi bozmasınlar.

Bırakın onlar üretsin. Başı sıkışıp size gelen olur ise kibar bir dille aşağılayarak, nasıl beceremediğini sorgulayıp, hiç bir şeye karışmayın. Merak etmeyin onlar bir şekilde yollarını bulurlar. Zaten olmuyorsa demek ki bu iş yapılamıyormuş. Ama bu işin yapılamadığını her toplantıda dile getirin ki yapamamışlık duygusu altında ezilsinler.

Yabancı dille bir sözleşme mi önünüze geldi? Sizde türkçesi var ama hala anlamadınız mı? Toplayın altınızda onca işi olan müdürleri. Firmayla yapacağımız toplantı öncesi bir ön çalışma yapalım deyip, o yoğunlukta 2-3 saatlerini alın. Diğer işlerini bir şekilde hallederler nasıl olsa. Hala mı anlamadınız? Boşverin anlayan ekibiniz toplantıyı götürür. Siz yönetici değil misiniz? Ne isterseniz yapmak zorundalar.

Size gelen bilgileri kimseye vermeyin, takip etmeyin. Son gün gelince verin ellerine, "bu, bugün bitmeli" deyin. Emin olun kendilerinden ödün verselerirlerse yetiştirirler. En kötü ihtimalle bir sonraki güne yetişir. Belgeyi vereceğiniz kişiye çok yoğun olduğunuzu, yeni yurtdışından döndüğünüzü söyleyip, ancak yetiştirebildiğinizi belirtin.

Kendinize ait olmayan, sizin oluşturmadığınız yazıları, düşük cümlelerle, oradan, buradan birleştirip, altına adınızı yazıp, dergilere yayınlanması için gönderin. Çekinmeyin. Altınızda çalışanlar "bunu siz yazmadınız ki" diyemeyeceğine, dışardaki okuyanlar da bilemeyeceğine göre... Size "bu yazı düşük cümleler içeriyor" derlerse de suçu hemen muhabire atın.

Şirketin size sunduğu imkanları sonuna kadar kendi çıkarınız için kullanın. Hatta soförleri mesaiye bırakıp, kendi yakınlarınızı havaalanından aldırın. Sonra da mesailer neden arttı deyip sorgulayın. Harcamaların sürekli arttığından bahsedin.

Gideceğiniz yere ne zaman gideceğinize bir türlü karar veremediğiniz için uçak biletinizi sürekli değiştirin. Fiyatı yükselmiş kimin umrunda. Siz orada yöneticisiniz.

Bir sorun mu oldu firmada. Hemen yargılayın. Verilen eğitimi, harcanan zamanı, onların insan olduğunu, aynı hatanın ne kadar sıklıkta oluştuğuna sakın bakmayın. Hemen şöyle deyin "atın onu". Çünkü zaten yeni bir elemanı vasıfsız isteyeceksiniz ve daha az para vereceksin. Eğitimini, işe uygun hale getirilmesini bırakın altınızdakiler halletsin. Elemanın atılmasına karşı çıkarlarsa da; her toplantıda, en çok hata yapanlar bunlar deyip, her seferinde ismini zikredin ki daha kolay ikna edebilesiniz. Sayılarla, istatistiklerle hiç uğraşmayın.

Üstümüzdekileri ne yapacağız derseniz. Aynı şeyi... Onları da kandırın. Çok sıkıştırırlarsa bağırabilirsiniz. Öyle bir imaj yaratın ki bu firmanın siz olmaz iseniz çökeceğine inansınlar.

Sabahları 9:30 dan önce asla işyerinde olmayın. Sabah sporu ve kahvaltı olmadan işe mi başlanır canım. Sabah olan toplantılarınıza geç kalırsanız bahaneniz hazır "Trafik".

İşe gelince kim geç gelmiş inceleyin. O elemanın amirini boşvererek, 5 dakika dahi olsa, geç gelen elemanı odanıza çağırıp bir güzel azarlayın. Bir daha geç kalırsa işten çıkaracağınızı söyleyin. Bölümün sorumlusu elemanınız sizin kadar onu korkutamaz. Bu işi sakın ona bırakmayın. Kendiniz halledin. Ayrıca bu elemanın yeri gelince mesaiye kendi isteği ile, daha kimse söylemeden, iş gerektirdiği için işyerinde kaldığını umursamadan, çekinmeden bağırın.

Yemeğe işi sebebiyle geç gidip, geç gelen elemanlarınızı yemekhanede gördüğünüzde çok ters bakın, korksunlar. Geç kaldıkları zamanı umursamadan, dönmeleri gereken saat neyse o saatte dönmelerini talep edin. 1 saat öğle arası var ise ve bu kişi işi için yarım saat geç gitmek zorunda kaldıysa, 30 dakikada yemek yiyip dönmesini talep edin. Asla bu aranın onun yasal hakkı olduğunu düşünmeyin. Dinlenmenin daha verimli çalışmaya sebeb olacağını da kim uydurmuş. İlkeniz hep almak olsun. Asla birşeyler vererek elemanınızı şımartmayın. İnanın sizi çok sevecekler....

Bütün gün arkadaşlarınızla sohbet edip, gülün, eğlenin. İnternette gezinin. Akşam saat dört civarı toplantınız olduğunu söyleyip, sıvışın. Doğru eve yada arkadaşlarınıza. Nasıl olsa işler bir biçimde yürüyor.
   alıntı